Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2011/3983 E. 2011/7784 K. 14.06.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/3983
KARAR NO : 2011/7784
KARAR TARİHİ : 14.06.2011

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 29.04.2009 gününde verilen dilekçe ile rödevans sözleşmesine dayalı alacak istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 29.12.2010 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 14.06.2011 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Av…. geldi. Karşı taraftan gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen tarafın sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R

Davacı, ruhsat sahibi olduğu 64002 nolu maden sahasının davalıya 09.07.2008 tarihli rödevans sözleşmesiyle işletmeye verildiğini, davalı şirketin sözleşmenin 11. maddesi uyarınca davacıya 35.000 TL rödevans avansı ödemesi gerekirken bu bedelin sadece 6.000 TL’sini ödediğini, kalan 29.000 TL’sinin ödenmediğini, yine sözleşmenin 6. ve 16. maddesince 10 aylık toplam 7.500 TL teknik nezaretçi ücretinin, sözleşmenin 9. maddesince ruhsatı harcı, işletme ruhsat harcı teminatı ve işletme ruhsat teminatı olmak üzere toplam 13.836,70 TL’nin ve sözleşmenin 13. maddesince asgari rödevans bedeli alacağı 4.200 TL’nin ödenmesi gerektiğini belirterek toplam alacakları olan 42.700 TL’nin ticari faizi ile birlikte tahsilini istemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile rödevans avansı 29.000 TL ve 7.500 TL teknik nezaretçi ücreti toplamı 36.500 TL’nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Dava konusu yapılan ve mahkemece kabul edilen teknik nezaretçi ücreti hakkındaki uyuşmazlığın çözümü için öncelikle “teknik nezaretçi” kavramı üzerinde durulması gerekmektedir.
3213 sayılı Maden Kanununun “Tanımlar” başlıklı 3. maddesinde aynen “Nezaretçi: İşletmelerin teknik ve emniyet yönünden nezaretini yapan sorumlu ve yetkili maden mühendisi” olarak; Maden Kanununa paralel olarak, 03.02.2005 tarihli Maden Kanunu Uygulama Yönetmeliğinin “Tanımlar” başlıklı 4. maddesinde de “Teknik Nezaretçi: İşletmelerdeki faaliyetlerin teknik ve emniyet yönünden nezaretini yapan, Kanunun 29 uncu maddesi gereği faaliyet bilgi formunun hazırlanmasından sorumlu ve yetkili maden mühendisi” , “Teknik Nezaretçi Defteri de: muhafazasının sorumluluğu ruhsat sahibine ait olan, noter tarafından onaylanmış, teknik nezaretçinin raporunu yazdığı defter” olarak tarif edilmiştir. Yine aynı yönetmeliğin “görevin sona ermesi” başlıklı 113. maddesinde de; “Teknik nezaret görevi; işveren ile yapılan sözleşmenin feshedilmesi, ruhsatların devri, intikali, tescili teknik nezaretçinin istifası veya ölümü halinde sona erer. Bu gibi durumlarda ruhsat sahibi tarafından en geç on beş gün içerisinde yeni bir teknik nezaretçi atanmak zorundadır. Yeni teknik nezaretçi atanıncaya kadar teknik ve emniyet yönünden meydana gelecek tüm olaylarda sorumluluk ruhsat sahibine aittir” hükmü yer almaktadır.
Belirtilen bu yasal düzenlemelerden sonra somut olaya gelince; taraflar arasındaki 09.07.2008 tarihli rödevans sözleşmesinin “ruhsat sahibi adına yapılacak işler” başlıklı 6. maddesinde teknik nezaretçi tayininin işletmeci (rödevansçı) davalı tarafından masraflar kendisine ait olmak üzere ruhsat sahibi adına yerine getirileceği ve yine sözleşmenin “işletmeci firmanın sorumlulukları” başlıklı 16. maddesince teknik nezaretçi ücretinin işletmeci (rödevansçı) davalı tarafından ödeneceği kararlaştırılmış ise de, taraflar arasındaki sözleşmede davacının teknik nezaretçi olacağına dair bir hüküm bulunmamaktadır.
Bu husustan ayrı olarak, davacı ruhsat sahibinin aynı zamanda teknik nezaretçi olamayacağı da yasal düzenlemelerin sonucudur.
Mahkemece; ruhsat sahibi davacının huzurunda, davalının ise yokluğunda düzenlenen Maden İşleri Genel Müdürlüğünün 29.05-01.06.2009 tarihli inceleme heyet tutanağından, teknik nezaretçi defterinin de sahaya getirilmediği anlaşıldığı halde, davacının maden sahasının teknik nezaretçisinin
kendisi olduğuna dair tutanaktaki tek taraflı beyanı ile teknik nezaretçi ücreti hakkındaki istemin reddi yerine kabulü doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bent uyarınca kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 825 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalı şirkete verilmesine, 14.06.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi.