YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/1619
KARAR NO : 2011/2638
KARAR TARİHİ : 03.03.2011
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 26.03.2010 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesinin tapuya şerhi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 06.07.2010 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, 20.02.2006 günlü taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin tapuya şerhi istemine ilişkindir.
Davalı sözleşmede sözleşmenin tapuya şerh edileceğine dair bir hüküm bulunmadığını, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davalı … ve … aleyhine açılan davanın husumet noktasından reddine, taşınmaz satış vaadi sözleşmesinde tapuya şerh edileceğine dair bir hüküm bulunmadığından diğer davalılar hakkında açılan davanın esas bakımından reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı temyiz etmiştir.
2644 sayılı Tapu Kanununun 26.maddesinde “..Noterlik Kanunun 44.maddesinin (B) bendi mucibince noterler tarafından tanzim edilen taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri de taraflardan biri isterse taşınmaz siciline şerh verilir” hükmü yer almaktadır.
Taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin tapu kütüğüne şerhi için özel bir şerh sözleşmesi yapılması veya satış vaadi sözleşmesinde “sözleşmenin tapuya şerh edileceğine” dair bir hükme yer verilmesi gerekmez. 2644 Sayılı Tapu Kanununu 26.maddesine göre biçimine uygun düzenlenmiş sözleşmenin Tapu Sicil Müdürlüğüne ibrazı ve taraflardan birinin yazılı istemi yeterlidir. Dolayısıyla, sözleşmenin taraflarından birinin bu hususu dava yoluyla mahkeme huzuruna getirmesi gerekmez.
Davacı, idari makamın görevine giren bir işi dava ettiğinden, HUMK’nun 7.maddesi gözetilerek davanın yargı yolu nedeniyle reddi gerekirken, esas bakımından yazılı bazı gerekçelerle reddi doğru olmamıştır. Ne var ki, hüküm sonuçta davanın reddine ilişkin bulunduğundan, mahkeme kararının gerekçesi yazılı şekilde değiştirilerek ve düzeltilerek sonuç bakımından usul ve yasaya uygun olan kararın onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle mahkeme karar gerekçesinin HUMK’nun 438/son maddesi uyarınca DEĞİŞTİRİLEREK DÜZELTİLMESİNE, davacının bütün temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 03.03.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi.