Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2011/15153 E. 2012/3687 K. 13.03.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/15153
KARAR NO : 2012/3687
KARAR TARİHİ : 13.03.2012

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 15.12.2006 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine bozmaya uyularak yapılan muhakeme sonunda; davanın reddine dair verilen 12.04.2011 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davacılar vekili ve duruşmasız olarak davalı … vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 13.03.2012 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacılar vekili Av…. ile karşı tarafan davalı … vekili Av…. geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

K A R A R

Dava, yüklenicinin temliki işlemine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Davalı arsa sahibi, ne davacılar ile ne de yüklenici olduğu söylenen davalı … … ile akti ilişkisi bulunmadığını, esasen eserin de tamamlanmadığını, açılan davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, geçerli bir eser sözleşmesi kurulmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacılar ile avukatlık ücreti noktasından da davalı arsa sahibi … temyiz etmiştir.
Davacılar, davalı arsa sahibi ile yüklenici arasında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi bulunduğunu, bu sözleşme uyarınca üzerinde inşaat yapılacak 45 sayılı parseldeki 2 ve 3 numaralı bağımsız bölümlerin yükleniciye bırakılmasının kararlaştırıldığını, yükleniciden şahsi hakkı ayrı ayrı 30.11.2004 tarihli sözleşmelerle temlik aldıklarını ileri sürmüştür. Gerçekten, 30.11.2004 tarihli sözleşmeler bir temlik sözleşmesidir. Bir tanımlama yapmak gerekirse alacağın temliki, alacaklı ile onu devralan üçüncü şahıs arasında borçlunun rızasına ihtiyaç göstermeden yapılabilen ve sadece kazandırıcı bir tasarruf işlemi niteliği taşıyan şekle bağlı bir akittir.
Ne var ki, davalı arsa sahibi yükleniciyle yapıldığı iddia edilen arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesini kabul etmemiştir. Dosyaya bildirilen 25.09.2003 tarihli sözleşmede, arsa sahibinin ve yüklenicinin imzası yoktur. Kaldı ki bu belge, adi yazılı düzenlenmiştir. arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde yüklenici, bina yapım işini yüklenmekte, finansı kendisi tarafından sağlanarak arsa sahibine ait arsa üzerine bir bina yapmaktadır. Buna karşılık da arsa sahibi yükleniciye arsa payı mülkiyetini geçirmektedir. Bu niteliği itibariyle arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri iki tipli karma sözleşmelerdendir. Burada eser sözleşmesinin konusu olan inşaat yapma edimi ile taşınmaz satım sözleşmesindeki mülkiyet nakli edimi bir araya gelir. Eser sözleşmesi bir şekle bağlı olmasa da, arsa sahibi taşınmazdaki bir bölüm mülkiyeti yükleniciye geçirmek zorunda kalacağından bu tür sözleşmelerin Türk Medeni Kanununun 706., Borçlar Kanununun 213., Tapu Kanununun 26. ve Noterlik Kanununun 60.maddeleri uyarınca tapu sicil müdürlüğünde veya noterlerde düzenleme şekilde yapılması zorunludur. Kanunun bu tür sözleşmelerin geçerliliği (sıhhati) için aradığı şekil koşulu resmi şekil koşulu olduğundan, emredici kural gereği resmi şekle uyulmadan yapılan sözleşmeler geçersizdir. Kaldı ki, adi yazılı sözleşmenin varlığını kabul edebilmek için sözleşmede tarafların imzalarının bulunması gerekir. Bundan dolayı da olayda 30.09.1988 tarih ve 2/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında belirtilen şartların incelenebilmesi de gerekmez.
Yapılan bu saptamalara göre davacılar, davalılar arasında biçimine uygun yapılmış sözleşmenin bulunduğu ve bu sözleşme gereğince dava konusu bağımsız bölümlerin yükleniciye bırakıldığını kanıtlayamadıklarından, davanın reddi doğrudur.
Avukatlık ücretinin bildirilen değere göre yazılı olduğu şekilde takdir edilmesinde de yanılgı bulunmamaktadır.
Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine davacıların bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun hükmün ONANMASINA, 900,00 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davacılardan alınarak vekille temyiz olunan davalı …’a, 900,00 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin de temyiz eden davalı …’tan alınarak davalılara verilmesine, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine, 13.03.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.