Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2011/14220 E. 2011/15850 K. 21.12.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/14220
KARAR NO : 2011/15850
KARAR TARİHİ : 21.12.2011

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacılar-k.davalılar … vd. vekili tarafından, davalılar aleyhine 28.09.2009 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi, tahliye ve ecrimisil, birleşen dava ile de mülkiyetin tespiti, tescil veya tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; birleşen davanın reddine, asıl davada elatmanın önlenmesi isteminin kabulüne, ecrimisil isteminin kısmen kabulüne dair verilen 29.07.2010 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı-k.davacı … vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R

Dava, çaplı taşınmaza haksız elatmanın giderilmesi, tahliye ve ecrimisil istemleriyle açılmıştır.
Davalı, davanın reddini savunmuş, birleşen davasında ise Türk Medeni Kanununun 724.maddesine dayanarak temliken tescil ve tazminat istemlerinde bulunmuştur.
Mahkemece, asıl davanın kabulü ile 13 parsel sayılı taşınmaza davalının elatmasının önlenmesine, ecrimisil isteminin kısmen kabulüne, birleşen tapu iptali ve tescil isteminin reddine, birleşen davanın davalıları … ve … aleyhinde açılan tazminat davasının reddine, … hakkındaki tazminata yönelik davanın ise tefrikine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı ve birleşen davanın davacısı temyiz etmiştir.
Türk Medeni Kanunu m. 684. ve 718 hükümleri gereğince yapı, üzerinde bulunduğu taşınmazın mütemmim cüzü (tamamlayıcı parçası) haline gelir ve o taşınmazın mülkiyetine tabi olur. Ancak, yasa koyucu somut olaydaki taşınmazların durumunu genel hükümlere bırakmamış, bu konumdaki taşınmazların maliki ile yapıyı yapan kişi arasındaki ilişkiyi Türk Medeni
Kanununun 722, 723. ve 724. maddelerinde özel olarak düzenlemiştir. Uyuşmazlığın bu kapsamda değerlendirilmesi gerekecektir. Başka bir ifadeyle, Türk Medeni Kanununun 724.maddesine dayanarak açılan davalar ile buna karşılık malzeme sahibinin isteği olan tazminat talebi arasında sıkı sıkıya bir ilişki vardır. Bu tür davalar, aralarında bağlantı bulunan davalar olduğundan 6100 sayılı HMK’nun 166.maddesi uyarınca mahkemenin kabulünün aksine ayrılması gereken davalar değil, mutlaka yek değeri içinde incelenmesi zorunlu davalar arasındadır. Bu bakımdan, davacının tazminat talebinin elatmanın önlenmesi davası ile birlikte incelenip değerlendirilmesi gerekir.
Yapılan bu saptama bir yana bırakılarak, davalılardan Miyase hakkındaki tazminat davasının tefrikine karar verilmesi doğru olmadığından, hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı ve birleşen davanın davacısının diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde iadesine, 21.12.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.