YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/1222
KARAR NO : 2011/2392
KARAR TARİHİ : 28.02.2011
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 11.10.2010 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 01.12.2010 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, Türk Medeni Kanunu’nun 747. maddesine dayanılarak açılmış geçit irtifakı tesisi istemine ilişkindir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, bilirkişiler krokisinde kırmızı renkle ve 1. seçenek olarak gösterilen taşınmaz bölümünden davacının 83 sayılı parseli yararına geçit kurulmuştur.
Hükmü, davalı temyiz etmiştir.
İzlenen paftadan davacının 83 sayılı parselinin mutlak geçit ihtiyacı içerisinde bulunduğu görülmektedir. Ne var ki; geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit gereksiniminin nedeni, taşınmazın niteliği ile bu gereksinimin nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır.
Özellikle somut olayda olduğu gibi geçitle yükümlenen taşınmazın kullanım bütünlüğü bozulmamalı, iki parçaya bölünmemelidir. Eldeki davada su arkı olarak gösterilen bölüm kadastro paftasına işlenmediğinden ve davalının 82 sayılı parselinin çapı kaydı içerisinde kalması nedeniyle krokide kırmızı renkle işaretlenen geçit yeri 82 sayılı parseli iki parçaya bölmüştür. Bu şekilde fedakarlığın denkleştirilmesi kuralı ihlal edildiğinden davacının geçit ihtiyacı başka alternatiflerden karşılanmalıdır.
Değinilen yönün gözardı edilerek yazılı olduğu şekilde hüküm tesisi doğru olmadığından karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, 28.02.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi.