YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/9955
KARAR NO : 2010/11079
KARAR TARİHİ : 22.10.2010
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 02.09.2008 gününde verilen dilekçe ile irtifak hakkının terkini, tapu kaydının eski hale iadesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 31.03.2010 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar, 554 parsel sayılı taşınmazın kaydı üzerine hükmen irtifak hakkı tesis edildiğini, ancak idarenin hatalı parsel numarası bildirmesi, mahkemeninde keşif yapmadan karar vermesi nedeniyle aslında 564 parsel sayılı taşınmazın üzerinden geçen irtifak hakkının 554 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydına işlendiğini, 554 parsel sayılı taşınmazın da ifraz ile 557 numaralı parsele dönüştüğünü ileri sürerek kayda hatalı tescil edilen irtifak hakkının terkinini talep etmiştir.
Davalı idare, irtifak hakkının gerçekten de 564 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunduğunu, davacılara ait taşınmazın kaydındaki irtifak hakkının terkini gerektiğini, ancak hatalı da olsa tesis edilen irtifak hakkı nedeniyle davacılara kamulaştırma bedelinin ödendiğini, bu nedenle bedelin iadesine karar verilmek suretiyle irtifak hakkının terkin edilebileceğini savunmuştur.
Mahkemece, idarenin bedel talebinin ayrı bir dava konusu olacağı gerekçesiyle irtifak hakkının bedelsiz terkinine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
İrtifak hakları da bir eşya üzerinde hak sahibine o eşyadan yararlanma yetkisi sağlayan sınırlı bir ayni haktır. Ayni hak olarak herkese karşı ileri sürülebilen mutlak bir etkiye sahiptir. Fakat hak sahibine eşya üzerinden sınırlı bir hakimiyet sağlar. Bu sınırlı hakimiyet Türk Medeni Kanununun 718. maddesindeki mülkiyet hakkının sınırlandırılması sonucunu da doğurur.
İrtifak hakkı Türk Medeni Kanununun 783. maddesi uyarınca sicildeki kaydın terkini ile sona erer. Terkin talebi yararlanan taşınmaz maliki tarafından yazılı olarak yapılır(TMK. M.1014). Terkin dışında, yüklü ya da yararlanan taşınmazın yok olması yüklü taşınmazın kamulaştırılması, sürenin sona ermesi halinde de irtifak hakkı son bulur. Ne var ki;
Yukarıda açıklanan haller dışında, Türk Medeni Kanunun 785.maddesi uyarınca irtifakın sağladığı yararın yok olması veya olağanüstü azalarak çok az yarar sağlaması halinde yüklü taşınmaz maliki yararlanan taşınmaz malikinden irtifakın terkini için onay isteyebilir. Bu onayın verilmediği hallerde mahkemeye başvurarak irtifak hakkının terkini istenir. Böylece, eşya hukukundan kaynaklanan bu kısıtlamanın mülkiyet hakkının başlangıçta mevcut olan yararın ortadan kalkması veya azalması nedeniyle kısıtlanmasının önüne geçilmek istenmektedir. Diğer yandan, ortadan kalkmış ya da yük karşısında sağladığı yarar önemli ölçüde azalmış bir hakkın terkinine karşı çıkmak hakkın kötüye kullanılması çerçevesinde de dürüstlük kuralına aykırı görülmüştür.
İrtifak hakkının terkinine ilişkin bu genel açıklamalardan ayrık olarak somut olayda olduğu gibi irtifak hakkının hatalı olarak tapuya kaydedilmesi de bir başka terkin koşuludur.
İrtifak hakkının yararın önemli derecede ortadan kalkması ya da taşınmaz malikine ağır külfet yüklemesi durumunda mülkiyet hakkı sahibi, bu hakkın terkinini bir bedel karşılığı isteyebilmektedir. İrtifak hakkının tapu kaydına hatalı işlenmesinde böyle bir bedel ödeme zorunluluğu yok ise de hatalı irtifak hakkı tesisi nedeniyle bir kazanımı olmuş ise, somut olayda olduğu gibi kamulaştırma bedeli almış ise, bu bedelin iadesinin gerekeceği de kuşkusuzdur. Hemen belirtmek gerekir ki, bedelin iadesi için ayrı bir dava açılması gerekmez. Bu husus terkin isteğine bağlı bir sonuçtur. Mahkemece davalı tarafından hiç kullanılmayan, sadece kayıt üzerinde olan, buna rağmen kayıttaki hak nedeniyle kamulaştırma bedeli alan davacıların terkin istemini kabul ederken tahsil edilen irtifak bedelinin de iadesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Karar bu nedenlerle bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 22.10.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi.