Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2010/9773 E. 2010/10765 K. 18.10.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/9773
KARAR NO : 2010/10765
KARAR TARİHİ : 18.10.2010

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 27.05.2009 gününde verilen dilekçe ile tapuda isim tashihi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 14.10.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_K A R A R_
Dava, 432, 445, 446 ve 447 sayılı parsellerin tapu kaydındaki malik bilgilerinin düzeltilmesi istemiyle açılmıştır.
Davalı, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, davacının delillerini hasrettiğinden ve hasredilen delillere göre davanın kanıtlanamadığından söz edilerek dava reddedilmiştir.
Hükmü, davacı temyiz etmiştir.
Taraflar arasındaki davanın nizalı kazaya ilişkin olduğu kuşkusuzdur. Gerçekten, nizalı kazada mahkeme bir uyuşmazlık, anlaşmazlık hakkında iddia ve mukabil iddia sebebiyle açılan davaları sonuçlandırır. Nizalı kazada tarafların iddia ve savunmalarını kanıtlamak için delil bildirmeleri gerekir. Kural olarak hakim tarafından delil toplanıp incelenemez ise de bazı hallerde hakimin re’sen harekete geçmesi gerekir. Böyle de olsa yargılama yöntemi nizalı kazayla ilgilidir.
Somut olaya gelince; Dairemizce öteden beri uygulanan yerleşik ilkelere göre tapu kaydındaki malik bilgilerinin düzeltilmesi davalarında hakim tarafından bazı araştırmaların yapılması gerektiği benimsenmiştir. Buna etken olan husus tapu sicillerinin düzenli tutulması zorunluluğunun kamu düzeniyle yakından ilgili olmasıdır. Bu ilkelere göre tapu kaydının düzeltilmesi davalarında taraflardan biri dayanmasa da hakim re’sen harekete geçerek bir kısım delilleri toplayabilir.
Bu tür davaların sağlıklı bir şekilde çözüme kavuşturulabilmesi için;
1-Düzeltilecek tapu kaydı tüm dayanakları ile birlikte getirtilmelidir.
2-Nüfus Müdürlüğünden, kayıtta geçen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişinin kaydının bulunup bulunmadığı sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişinin nüfus kaydı, tapu ve dayanakları ile bağlantı oluşturacak şekilde incelenmeli, gerekirse kök kayıtlar da istenmelidir.
3-Taşınmazın bulunduğu mahalde kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır.
4-İstem konusunda tanık dinlenmelidir.
5-Tüm bu araştırmalar sonucu hala kesin bir kanaat oluşmamış ise, tanıklar ve varsa tespit bilirkişileri de taşınmaz başında dinlenerek keşif yapılmalıdır.
Tapu sicilinin düzenli tutulmasının sağlanabilmesi için taraflar dayanmasa da yukarıdaki nedenlerin varlığının re’sen araştırılması gereklidir.
Mahkemece, belirtilen konularda gerekli inceleme ve araştırma yapılarak sonucuna uygun bir hüküm kurulması yerine hasredilen delil durumuna göre kanıtlanmadığından bahisle davanın reddi doğru olmadığından kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, 18.10.2010 gününde oybirliği ile karar verildi.