Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2010/913 E. 2010/1804 K. 22.02.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/913
KARAR NO : 2010/1804
KARAR TARİHİ : 22.02.2010

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 26.01.2009 gününde verilen dilekçe ile tapuda isim tashihi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 01.10.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

_K A R A R_

Davacılar, 123 ada 1, 126 ada 1, 125 ada 10 parsel sayılı taşınmazlarda “…” yazan malik isminin “…” olarak düzeltilmesini istemişlerdir.
Davalı vekili davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, tapu kaydındaki yanlışlığın tapu idaresi tarafından düzeltilmesi gerektiği gerekçesi ile dava reddedilmiştir.
Hükmü, davacılar vekili temyiz etmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun “idari dava türleri ve idari yargı yetkisinin sınırı” başlıklı 2. maddesinde idari dava türleri ve idari yargı yetkisi açıkça düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için açılan iptal davaları, idari eylem ve işlemlerden dolayı açılan tam yargı davaları ve idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan anlaşmazlıklara ilişkin davalar olarak gösterilmiştir.
Yargı yetkisinin sınırı ise idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlı olduğu belirtilmiş yürütme görevinin kanunlarda gösterilen şekil ve esaslara uygun olarak yerine getirilmesini kısıtlayarak, idari eylem ve işlem niteliğinde veya idarenin takdir yetkisini kaldıracak biçimde karar vereceğine ilişkin bir düzenleme getirilmemiştir.
Bu bağlamda, taşınmazların geometrik durumları ve hak sahiplerinin belirlenmesi için yapılan kadastro çalışmaları, bu çalışmalara göre sicillerin oluşturulması, sicildeki değişikliklerin kayda işlenmesi idarenin görevleri arasındadır. Ancak, idarenin bu görevlerini yerine getirirken taşınmazların geometrik durumlarının hatalı tespiti, hak sahiplerinin hatalı belirlenmesi ya da kayıtların yolsuz veya usulsüz oluştuğu iddiasının bulunması halinde, gerçek durumun tespiti ve düzeltilmesine ilişkin davalar adli yargıda görülerek çözümlenmesi gereken uyuşmazlıklardır.
Somut olayda, dava konusu taşınmazlarda “…” isminin “…” olarak düzeltilmesi istendiğine göre Türk Medeni Kanununun 1027. ve Tapu Sicil Tüzüğünün 85. maddesinde de açıkça düzenlendiği gibi davanın görülme yeri adli yargıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 22.02.2010 gününde oybirliği ile karar verildi.