Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2010/889 E. 2010/3451 K. 30.03.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/889
KARAR NO : 2010/3451
KARAR TARİHİ : 30.03.2010

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 26.09.2008 gününde verilen dilekçe ile bayilik sözleşmesinden kaynaklanan çekişmenin giderilmesi, elatmanın önlenmesi ve kal istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın reddine dair verilen 08.04.2009 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 30.03.2010 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili … ile karşı taraftan davalı …Ş. vekili Av. … geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, bayilik sözleşmesinden kaynaklanan elatmanın önlenmesi, kal ve muarazanın giderilmesi isteğine ilişkindir.
Davacı vekili, davacı şirketin 154 ada 69 parsel sayılı taşınmazda intifa hakkı sahibi olduğunu ve bu yerde davalı … Ltd. Şti.ye verdiği bayilik yoluyla intifa hakkını kullandığını, bu arada müvekkilinin Aygaz A.Ş. ile yaptığı sözleşme nedeniyle bayisine otogaz satış sözleşmesi süresi sonuna kadar otogaz satışına izin verdiğini, ancak sözleşme süresinin dolduğunu, buna rağmen Aygaz A.Ş.nin ve diğer davalının otogaz tesislerini kaldırmadığını ve tabelaları da bulundurmaya devam ettiğini ileri sürerek elatmanın önlenmesine, otogaz tesisinin kal’ine ve taraflar arasında muarazanın giderilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …Ş. kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini, davacının sözleşme uyarınca gaz satışları sebebiyle kar payı almaya devam ettiğini, ayrıca 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanuna göre, davacının bir yerde sadece kendi ürünlerinin satılmasına yönelik olarak yapacağı bir
sözleşmenin hükümsüz olduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … Ltd. Şti., davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın açıldığı 26.09.2008 tarihinde sözleşme ilişkisinin devam ettiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı … Ofisi A.Ş. temyiz etmiştir.
Davacı yan, intifa hakkı sahibi oldukları taşınmazda bu hakka dayanarak elatmanın önlenmesi isteğinde bulunduğunu ileri sürmekte ise de dayanılan vakıalar doğrultusunda uyuşmazlığın temelini intifa hakkını davacı adına kullanan bayi ve bu bayi ile diğer davalı …Ş’nin yaptığı otogaz satış sözleşmesi ve bu sözleşmeye onay veren çerçeve sözleşmede tanınan sürenin sona erdiği iddiası oluşturmaktadır.
Dosya içeriğine göre, davacı … Ofisi A.Ş.nin 154 ada 69 parsel sayılı taşınmazda intifa hakkı sahibi olduğu ve bu yerde davalı … Ltd. Şti.ye bayilik verdiği anlaşılmaktadır. Davacı şirket, … Petrol Ürünleri Ltd. Şti.nin de içinde bulunduğu çok sayıda bayisine bu tip tesislerde belli bir süre için otogaz satışı izni vermiştir. Bu arada davacı, davalılardan Aygaz A.Ş. ile otogaz tesisi kurulması ve satış yapılmasına onay verme anlamında bir çerçeve sözleşme imzalamıştır. Bu çerçeve sözleşme 02.01.2001 tarihli olup buna göre, bu sözleşmenin ekindeki bayi listesinde bulunan tesislerde net kardan %15 pay almak şartıyla otogaz satışına izin verilmiştir. Ekli listede 97. sırada yer alan tesislerden birinin de davalılardan … Petrol Ürünleri Ltd. Şti.ye ait olduğu anlaşılmaktadır. Listede … Petrol Ürünleri Ltd. Şti. ile Aygaz A.Ş arasındaki otogaz satış sözleşmesinin başlangıç tarihi Eylül 2000 süresi de 5 yıl olarak gösterilmiştir.
Açıklanan bu somut olgulardan sonra, davacının çerçeve sözleşmedeki onay süresinin dolduğu iddiasıyla elatmanın önlenmesi ve kal isteminin yerinde olup olmadığı irdelenmelidir. Gerçekten de, çerçeve sözleşmenin ekindeki listede otogaz satış sözleşme süresi 5 yıl olarak gösterilmiş, dosya içerisinde bulunan otogaz satış sözleşmesinin 08.08.2000 başlangıç tarihli ve süresinin 5 yıl olduğu anlaşılmıştır. Çerçeve sözleşmede ise otogaz satışına onay süresi sözleşmenin 3-a maddesinde belirlenmiştir. Bu maddeye göre davacı POAŞ, sözleşme ekindeki listede belirtilen istasyonlarında Aygaz A.Ş.nin “otoaygaz” markası ile satış yapmasını Aygaz A.Ş. ile istasyon arasında imzalanmış olan otogaz satış sözleşmesi sürelerinin sona ermesine kadar izin vermiştir. Süresi sona eren sözleşmelerle ilgili olarak taraflar sona erecek ilk sözleşmenin bitim tarihinden 3 ay önce bir araya gelerek durumu değerlendireceklerdir. Dosya incelendiğinde, davacının davalı …’a sözleşme süresi dolmadan önce 26 Şubat 2004, 05 Nisan 2004, 07 Ekim 2004 tarihlerinde bu sözleşmeyi
yenilemeyi düşünmediklerini belirten yazılar gönderdiği görülmektedir. Ayrıca Beyoğlu 41. Noterliğinden gönderilen 22.03.2007 tarihli ihtarname ile davaya konu istasyondaki otogaz faaliyetlerinin durdurulması ve tesislerin kaldırılmasını ihtar ettiği anlaşılmaktadır. Son olarak da davacı 26.09.2008 tarihinde işbu davayı açmıştır.
Çerçeve sözleşme dikkate alındığında sözleşmenin süreli olduğu ve yenilenmesinin tarafların anlaşmasına bağlı bulunduğu anlaşılmaktadır. Davacı POAŞ ile davalılardan Aygaz A.Ş arasında böyle bir mutabakatın sağlanamadığı, tam aksine davacının söz konusu sözleşmeyi yenilememe konusundaki iradesini karşı tarafa bildirdiği görülmektedir. Davacı şirket, bununla birlikte ihtarlardan ve davanın açılmasından sonra da çerçeve sözleşmeye göre kendisine düşen kar payını almaya devam etmiştir. Ayrıca davalı … AŞ’ye 29.11.2006 tarihli yazılı bildirimde bulunmuş, bu bildirimde otogaz satışı yaptığı istasyonlara kendi amblemlerinin konulmasını istemiştir.
Somut olay, bu şekilde ortaya koyduktan sonra taraflar arasındaki bayilik sözleşme ilişkisinin devam edip etmediği olgusunun saptanması gerekmektedir.
Bayilik sözleşmeleri kanunda düzenlenmemiştir. Bu nedenle bayilik sözleşmelerine ilişkin uyuşmazlıkların çözümünde Borçlar Kanununun sözleşmeye ilişkin genel hükümlerinden yararlanılmaktadır. Bilindiği gibi sözleşme “iki tarafın karşılıklı ve birbirine uygun surette rızalarını beyan etmeleridir” şeklinde tanımlanmaktadır. Borçlar Kanununun 1. maddesinde tanımını bulan sözleşmenin tamamlanabilmesi için rıza beyanı açık olabileceği gibi zımni (örtülü) de olabilir.
Taraflar arasındaki 02.01.2001 tarihli sözleşme ile davalılar arasındaki otogaz satış sözleşmesinin süresi sonuna kadar davacının intifa hakkı sahibi olduğu taşınmazda bu hakkını kullandırttığı bayisinin otogaz satışına oluru vardır. Otogaz satışı sözleşmesi sona ermeden önce de değinilen çerçeve sözleşmesinin 3-a maddesi gereği sözleşmenin süresinin uzatılmayacağı da davalılara bildirilmiştir. Ne var ki, davalılar faaliyetlerini sona erdirilen sözleşme hükümleri çerçevesinde sürdürmeye devam ettirmişlerdir. Davacı da bu duruma 22.03.2007 tarihli ihtarına kadar ses çıkarmamıştır. Bu nedenle taraflar arasında bayilik sözleşmesinin aynı koşullarda devam ettiği savunulmaktadır.
Gerçekten de, sözleşme süre bitmesine rağmen aynı koşullarda fiilen devam ettirilmiştir. Sözleşmenin kurulmasında olduğu gibi devamında da tarafların rızasının açık ya da örtülü olabileceği kuşkusuzdur. Davacı yanın sözleşme ilişkisinin sürdürülmesine dair açık bir beyanı yoktur. Susma (olumlu
ya da olumsuz) bir beyanda bulunma olarak kabul edilemez. Ancak bazı durumlarda, Borçlar Kanunu 1/2 maddesi anlamında örtülü bir irade beyanı sayılabilir. Bu örtülü beyanın karşı taraf açısından olumlu yönde bir irade beyanı kabul edilip edilmeyeceği Türk Medeni Kanununun 2. maddesi uyarınca değerlendirilerek saptanmalıdır. Ayrıca karşı tarafın susmanın kendisine örtülü bir irade beyanı olarak bağlanmasına yol açan olguları bilmesi ya da bilebilecek durumda olması gerekir.
Somut olayda taraflar tacirdir. Eylemli olarak iki yılı aşan otogaz satışına ses çıkartılmaması, kar payı almaya devam edilmesi ve 29.11.2006 tarihli bildirim ile Aygaz A.Ş’nin otogaz tesislerinde kendi amblem ve logolarını kullanmasının istenmesi olgularının karşı tarafça sözleşmenin aynı koşullarda devam ettiğinin kabulü anlamına geleceğini davacı yanın basiretli bir tacir olarak öngörmesi gerekir. Ayrıca dosya içeriğinden davacının otogaz satışı lisansı aldıktan ve kendisinin de otogaz satışı yapabilme koşullarının oluşmasından sonra tesislerin boşaltılması ihtarında bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda taraflar arasındaki sözleşme ilişkisinin davacının 22.03.2007 tarihli ihtarnemesi ile sona erdirme iradesini açıkladığı dönem itibarıyla bu tarihten sonra sona erecek otogaz satış sözleşmeleri için sonuç doğuracağı açıktır. Diğer bir anlatımla, davalılar arasında 08.08.2008 tarihinde başlayacak olan yeni kira dönemi için davacının örtülü rıza beyanının ortadan kalkmaktadır. Eldeki dava da bu tarihten sonra 26.09.2008 tarihinde açıldığına göre davanın kabulü gerekirken mahkemece taraflar arasındaki sözleşme ilişkisinin devam ettiği gerekçesiyle davanın reddi doğru görülmemiş, bu nedenlerle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 750.00 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 30.03.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi.