Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2010/8323 E. 2010/9936 K. 07.10.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/8323
KARAR NO : 2010/9936
KARAR TARİHİ : 07.10.2010

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 31.10.2007 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 13.05.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı Hazine, davalılar mirasbırakanı adına 279 parsel sayısı ile tescil edilen taşınmazın 1445 m2’sinin miktar fazlası olduğunu, bu kısma ait tapu kaydının iptali ile hazine adına tescilini istemiştir.
Bir kısım davalılar, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, dava reddedilmiştir.
Hükmü, davacı Hazine temyiz etmiştir.
Dosya içeriğine ve toplanan delillere göre; çekişme konusu taşınmazın tapulama tespitinin 21.06.1967 tarihinde yapıldığı ve 03.06.1972 tarihinde kesinleşerek davalılar mirasbırakanı adına tescil edildiği anlaşılmaktadır.
25.02.2009 tarihinde kabul edilerek 14.03.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5841 Sayılı Kanunun 2. maddesi ile, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12. maddesinin 3.fıkrasına ekleme yapılmıştır. Anılan hüküm, “bu hüküm iddia ve taşınmazın niteliğine yahut Devlet veya diğer kamu tüzel kişileri dahil tarafların sıfatına bakılmaksızın uygulanır” şeklindedir.
Diğer taraftan, 5841 Sayılı Kanununun 3. maddesi ile de 3402 Sayılı Kadastro Kanununa geçici 10. madde eklenmiştir. Bu madde ise “bu kanunun 12. maddesinin 3.fıkrası hükmü, Devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğu iddiası ile yürürlük tarihinden önce açılmış ve henüz hükme bağlanmamış olan davalarda dahi uygulanır” kuralını getirmiştir.
Kadastro tespitinin kesinleştiği tarih ile davanın açıldığı tarih arasında Kadastro Kanununun değişik 12. maddesinde sözü edilen on yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği anlaşıldığından yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler gereğince hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken dava değişik gerekçeyle reddedilmiş ise de hüküm sonuçlu davanın reddine ilişkin bulunduğundan karar HUMK’nun 438/son maddesi uyarınca gerekçesi değiştirilerek onanmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; karar gerekçesinin HUMK’nun 438/son maddesince DEĞİŞTİRİLEREK davacının bütün temyiz itirazlarının reddi ile hükmün gerekçesi DÜZELTİLMİŞ bu şekli ile ONANMASINA, 07.10.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi.