YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/8211
KARAR NO : 2010/10800
KARAR TARİHİ : 19.10.2010
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 02.05.2005 gününde verilen dilekçe ile kira alacağı ve cezai şart istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; kira alacağının kısmen kabulüne, cezai şart isteminin reddine dair verilen 29.12.2009 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenilmekle, tayin olunan 19.10.2010 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Av…. ile karşı taraftan davalı şirket vekili Av…. ve … vd. Vekili Av…. geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, 01.01.2001 başlangıç tarihli hasılat kira ilişkisinin davalı tarafından süresinden önce haksız olarak bozulduğu iddiasına dayalı kira alacağı, kar yoksunluğu zararı ile cezai şartın tahsili istemine ilişkindir.
Birleştirilen dava ise, itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Davalılar, davacının kiralananı kira akdi sözleşmesinin öngördüğü biçimde kullanmaya ve işletmeye elverişli durumda bulundurmadığını ve özel hastaneler yönetmeliğine göre bulunması gereken hastane ruhsatının olmadığını savunarak davanın reddini istemişlerdir.
Mahkemece, kiralananın kullanım amacını gerçekleştirecek hastane ruhsatının bulunmadığı ve kira akdinin B.K. nın 286 maddesi hükmü uyarınca haklı olarak feshedildiği, ancak davacının kiralananı 01.01.2001 tarihinden 30.09.2001 tarihine kadar kira akti hükümleri uyarınca kullandığından bu döneme ilişkin kira borcunu ödemesi gerektiği gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne, dokuz aylık kira alacağı 54.000 USD’nin 30.09.2001 tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalı şirketten tahsiline, yoksun kalınan kira alacağı ve cezai şartın tahsili istemi ile davalı gerçek kişiler aleyhine açılan davanın reddine karar verilmiştir.
Birleştirilen dava yönünden ise, taraflar arasındaki ticari ilişki nedeniyle davalı şirketin kira borcundan başkaca borcunun bulunmadığının bilirkişi incelemesi ile saptandığı belirtilerek birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili ile davalı şirket vekili temyiz etmişlerdir.
1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya kapsamına göre davalılar vekilinin tüm, davacı vekilinin ise aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazları yerinde görülmemiş ve reddi gerekmiştir.
2- Taraflar arasındaki 01.01.2001 başlangıç tarihli kira akdini kiracı sıfatıyla davalı … Sağlık Hizmetleri Lmt. Şti. adına … … imzalamış, ayrıca davalı … da şirket temsilcisi ile birlikte sözleşmeyi kira akdinin tarafı olarak imzalamıştır. … … kira akdini şirket adına imzaladığından şirket borçlarından şahsen sorumlu değil ise de, gerekmediği halde şirket temsilcisi ile birlikte sözleşmeyi imzalayan …’nun bu sözleşmeyi imzalamasının bir anlamının olması gerekir. Türk Ticaret Kanununun 7. maddesinde “ İki veya daha fazla kimse, içlerinden yalnız biri veya hepsi için ticari mahiyeti haiz bir iş dolayısıyla diğer bir kimseye karşı müştereken borç altına girerlerse mukavelede aksi kararlaştırılmış olmadıkça müteselsilen mesul olurlar” hükmü öngörülmüştür. Sözleşmenin tarafı olmayan ve şirket temsilcisi ile birlikte gerekmediği halde sözleşmeyi imzalayan … yukarıda anılan madde hükmü uyarınca hüküm altına alınan şirket borçlarından dolayı şahsen sorumludur.
Mahkemece. davalı …’nun hüküm altına alınan şirket borçlarından dolayı sorumlu tutulmaması açıklanan bu nedenle doğru olmadığından karar bozulmalıdır.
SONUÇ : Yukarıda (1). maddede açıklanan nedenlerle davalıların tüm, davacının sair temyiz itirazlarının reddine, (2). Maddede açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, istek halinde peşin yatırılan temyiz harcının yatırana iadesine, 750.00 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, 19.10.2010 tarihinde oy birliği ile karar verildi.