YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/7984
KARAR NO : 2010/9010
KARAR TARİHİ : 23.09.2010
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 29.06.2009 gününde verilen dilekçe ile tapu kaydında soyisim düzeltilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 16.04.2010 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, tapu kaydına yanlış yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesi isteğine ilişkindir.
Taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet veya diğer hak sahiplerinin isim, soy isim, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Bu nedenle de bu tür davalarla kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir.
Tapu Sicil Müdürlüğüne yöneltilerek açılması gereken kayıt düzeltme davalarında, mahkemece sağlıklı bir inceleme yapılmalı, kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanmalıdır. Bu saptama yapılırken de aşağıda açıklanan yöntem izlenmelidir.
1-Düzeltilecek tapu kaydı tüm dayanakları ile birlikte getirtilmelidir.
2-Nüfus Müdürlüğünden, kayıtta geçen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişinin kaydının bulunup bulunmadığı sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişinin nüfus kaydı, tapu ve dayanakları ile bağlantı oluşturacak şekilde incelenmeli, gerekirse kök kayıtlar da istenmelidir.
…-Cumhuriyet Savcılığı aracılığıyla, taşınmazın bulunduğu mahalde kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır.
…-İstem konusunda tanık dinlenmelidir.
2010/7984-9010
5-Tüm bu araştırmalar sonucu hala kesin bir kanaat oluşmamış ise, tanıklar ve varsa tespit bilirkişileri de taşınmaz başında dinlenerek keşif yapılmalıdır.
Açıklanan bu hususlar çerçevesinde inceleme ve araştırma sonucu, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında davanın kabulü yoluna gidilmelidir.
Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında;
Davacı, dava konusu Paşa Mahallesi … ada … parselde 92/2400 payın murisi …’a ait olduğu halde olduğu halde tapu kaydında soyadının Angan olarak yazıldığından bahisle tapu kaydında düzeltme yapılmasını talep etmiştir. Mahkemece istemin kabulüne karar verilmiş, hükmü davalı vekili temyiz etmiştir.
Mahkeme tarafından yapılan yargılama ve toplanan deliller hüküm vermeye yeterli değildir.
Mahkemece, kaydında düzeltme yapılması istenen … ada … parsel sayılı taşınmazın geldileri olan … ada … ve … ada … parsel sayılı taşınmazların hükmen ifraz yolu ile tapu kayıt maliki adına 10.07.1975 tarihinde tescil edildiği belirtilmesine rağmen buna ilişkin tapu kayıtları getirtilmemiş, kayıtta geçen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişinin kaydının bulunup bulunmadığı yukarıda belirtilen şekle uygun olarak nüfus müdürlüğünden araştırılmamıştır.
Bu durumda mahkemece, taşınmazın kayıt maliki adına tesciline dair tüm dayanak belgeler getirtilmeli, düzeltilmesi istenen kimlik bilgilerine sahip bir başka kişi bulunup bulunmadığı nüfus müdürlüğünden sorulmalı, aynı kimlik bilgilerine sahip kişi var ise bu kişi, taşınmazı ve maliklerini bilen tanıklar dinlenmeli, tüm deliller toplandıktan sonra gerekirse taşınmazlar başında keşif yapılarak sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır.
Eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru olmadığından kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile usul ve yasaya aykırı hükmün BOZULMASINA, 23.10.2010 gününde oybirliği ile karar verildi.