YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/7971
KARAR NO : 2010/9345
KARAR TARİHİ : 28.09.2010
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 08.09.2008 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen ….07.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, … ada … parsel sayılı taşınmazın paylı maliki olduğunu, taşınmazın diğer payının dava dışı …’na ait bulunduğunu, kullanma taksimi sonucu davalının kiracısı olduğu dairenin bu kişiye isabet ettiğini, davalının dava konusu yerde fuhuş yaptırdığını ve hakkında kamu davası açılarak mahkumiyetine karar verildiğini belirterek davalının tahliyesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, söz konusu dairede kiracı olduğunu, tahsis amacına aykırı kullanmasının da bulunmadığını, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacının davalıya kiralanan taşınmazın bulunduğu binada ikamet etmediği gibi kiraya veren sıfatı da bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü davacı temyiz etmiştir.
Dosya kapsamında yer alan bilgi ve belgelerden … ada … parsel sayılı taşınmazda 1/2 payın davacıya, kalan payın ise dava dışı …’na ait bulunduğu, yapılan kullanma taksimi sonucu tahliye davasına konu yerin dava dışı malike bırakıldığı, bu kişi tarafından da davalıya kiralandığı anlaşılmaktadır. Bursa 14.Asliye Ceza Mahkemesinin 2008/ 187 esasındaki dava dosyasından da davalının oturmakta olduğu çekişmeli yerde fuhuş için yer ve imkan temin etme suçundan mahkum olduğu görülmektedir.
2010/7971 – 9345
Yukarıda belirtildiği üzere davacı da davalının fuhuş için yer ve imkan temin ettiği dairenin bulunduğu binada maliktir. Kiracı olan davalı, kural olarak kiralananı kullanırken tam bir ihtimam dairesinde hareket ve apartman kirasında bina dahilinde oturanlara karşı icabeden vazifeleri ifa ile mükelleftir. Buna uygulamada “kiracının kiralananı özenle ve tahsis amacına uygun olarak kullanma yükümlülüğü” denir. Şayet kiracı oturmakta olduğu binada kiralananı bu yükümlülüğe aykırı şekilde kullanmış; somut olayda olduğu gibi o yerde fuhuş için yer ve imkan temin etmişse bu eylemden kiralanan binanın kötü bir adla anılması sonucu ortaya çıkar. Davacı da binada malik olduğuna göre onun bu eylem sonucundan malik olarak etkileneceği kuşkusuzdur. Dolayısıyla davacının eldeki davayı açmakta hukuki yararı bulunmaktadır.
Mahkemece yapılan bu saptama bir yana bırakılarak çekişmenin esasının incelenmesi yerine davanın yazılı bazı gerekçelerle reddi doğru olmadığından karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 28.09.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi.