YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/7239
KARAR NO : 2010/8868
KARAR TARİHİ : 20.09.2010
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 14.05.2001 gününde verilen dilekçe ile komşuluk hukukuna aykırı davranışın giderilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 24.12.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili ve davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, komşuluk hukukuna aykırı davranışın giderilmesi isteğine ilişkindir.
Davalı, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm Dairemizce özetle “…Somut olayda, davacı ve davalıya ait binaların komşu oldukları anlaşılmaktadır. Davacı, davalıya ait binanın pencerelerin aile mahremiyetini etkilediğini ileri sürmüş, bilirkişilerde bu iddiayı doğrulamıştır. 10.06.2002 günlü raporu düzenleyen bilirkişiler fen elemanı ve inşaat yüksek mühendisidir. Az yukarıda sözü edildiği üzere komşuluk hukukunun öngördüğü sınırları aşan kullanım durumunun saptanmasında taşınmazın bulunduğu yerin amacının niteliğinin ve özellikle mahalli örf ve adetin göz önünde tutulması gerekeceğinden, bu gibi uyuşmazlıklarda emsal taşınmazlara göre dava konusu taşınmazların durumunun değerlendirilmesi önemli olduğundan, mahalli bilirkişiler sözüne de değer verilmelidir. Mahkemece, bu husus üzerinde durulmadığından, yerinde yeniden keşif yapılarak değinilen konudaki mahalli örf ve adet yerel bilirkişilerden de sorulmalıdır….” denilerek bozulmuştur.
Davalı bozma sonrası davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, davanın kısmen kabulü ile davacıya ait binanın davalıya ait tek katlı binaya bakan cephedeki pencerelerinin kapatılmasına karar verilmiştir.
Hükmü davacı vekili ile davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Yapılan yargılamaya, toplanan deliller ve dosya içeriğine göre davacının vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Davalının temyiz itirazlarına gelince;
Mahkemece bozma sonrası 24.06.2009 tarihinde yapılan keşifte dinlenilen mahalli bilirkişi … beyanında kısaca “…bu bölgede imara aykırı yasal olmayan binalar yapılmıştır, tarafların binaları da aynı durumdadır….”, diğer mahalli bilirkişi …’ta beyanında “…mahallemizde uygunsuz ve yasal olmayan binalar mevcuttur. Binalar birbirine çok yakındır, karşılıklı pencere konmuştur. Bütün mahalle bu şekildedir….” şeklinde görüş belirtmişlerdir.
Fen ve inşaat bilirkişisi 28.07.2009 tarihli raporlarında ise aynen “…Dava konusu binaların bulunduğu Rumelihisarüstü, Cami Sokak, bölge olarak Boğaziçi Üniversitesi yerleşkelerine yakın bir konumda olup, bölgedeki parsellerin belediye, üniversite ve Hazine gibi değişik kamu kurumları adına kayıtlı olduğu ve üzerindeki binaların bir bölümünün de tapu tahsis belgesine sahip bulunduğu, 1980 yıllarının sonlarında eski ve yığma binaların yıkılarak bölgedeki binaların ruhsatız ve denetimsiz bir şekilde yapılarak günümüzdeki şeklini aldığı, dava konusu yapılarında bu tür yapılardan olduğu, bölgedeki sokakların dar ve iç içe fiili bir şekilde oluştuğu, binalar arasındaki mesafelerin ise yönetmeliklere uygun bir şekilde yapılmadığı, gelişigüzel yapılan binalar arasında mesafelerin çok dar olduğunu…” açıklamışlardır.
Görülüyor ki; hem mahalli bilirkişiler beyanları hem de teknik bilirkişiler raporlarından dava konusu binalarının bulunduğu mahallede, binalar arası mesafelerin birbirlerine çok yakın olduğu, birbirine yakın binalarda karşılıklı pencereler konulduğu, başka bir deyişle bölgedeki binaların mimari yapılarına göre pencerelerinin birbirine yakın konumda yapılması hususunda yerel örf ve adet oluştuğu anlaşılmaktadır.
Açıklanan nedenlerle davalıya ait binadaki dava konusu pencerelerin yerel örf ve adete göre komşuluk hukukuna aykırılık teşkil etmeyeceği saptandığından davanın reddi yerine yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte yazılı nedenlerle davacının tüm temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bent uyarınca davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, 20.09.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi.