Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2010/5320 E. 2010/6283 K. 01.06.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/5320
KARAR NO : 2010/6283
KARAR TARİHİ : 01.06.2010

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 09.11.2007 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi ve kal istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 13.11.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R
Davacı, davalının yaptığı binanın kendisine ait 3207 parsel sayılı taşınmazına tecavüzlü olduğunu belirterek, elatmanın önlenmesi ve binanın kal’ini istemiştir. Davalı davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece davanın kabulüne ve taşkın kısmın kaline karar verilmiş, hükmü davalı temyiz etmiştir.
Türk Medeni Kanununun 688. maddesinde paylı mülkiyet “birden çok kimsenin maddi olarak bölünmüş olmayan bir şeyin tamamına belli paylarla malik olmaları” şeklinde ifade edilmiştir. Bu tanıma göre paylı mülkiyetin söz konusu olabilmesi için; birden fazla kişinin bir mala paylı malik bulunması ve bu malın malikleri arasında maddi olarak paylaşılmış olunmaması gerekir. Paylı mülkiyette, mülkiyet hakkına sahip birden ziyade kişi olmasına rağmen, eşya üzerinde tek bir mülkiyet hakkı mevcut bulunur. Yasanın 688. maddesinin öngördüğü kurala göre de, paylı mülkiyette birden çok kimse maddi olarak bölünmüş olmayan o şeyin tamamına belli paylarda malik olur. Türk Medeni Kanununun 718. maddesi hükmüne göre arazi mülkiyeti kapsamına üzerindeki yapılar da girer.
Somut olaya gelince; 3210 parsel sayılı 284 m2 tarla cinsli taşınmazda davalı dışında başka kişi de paylı maliktir. 31.9.2009 tarihli Mimar … tarafından düzenlenen rapora göre tecavüzlü kısmın yıkılması
halinde yapının tamamı hasar görecektir. Yukarıdaki anlatımlardan anlaşılacağı üzere mahkemenin yıkımına karar verdiği yapı paylı mülkiyet rejimine tabi olarak davalı ve davada taraf olmayan …’in mülkiyetindedir. Eğer paylı mülkiyete tabi bir eşya maddi olarak bölünmemiş, taksim gibi bir nedene dayanılarak paydaşların her birinin kullanımlarına bırakılmamışsa yıkımı hüküm altına alınan yapıda dava dışı kişilerin de payları ve mülkiyet hakkı vardır. Yıkım dava dışı paydaşların hakkını etkileyeceğinden dava dışı paydaşlar davaya katılmadan aleyhlerine sonuç doğuracak şekilde yıkım kararı verilemez. Esasen kurulan hükmün dava dışı paydaşlar bakımından infaz olanağından da söz edilemez.
Mahkemece taraf teşkili tamamlandıktan sonra …’in davaya katılarak sunması halinde savunma ve delilleri toplandıktan sonra oluşacak sonuca göre bir hükme ulaşılması yerine, taraf teşkili sağlanmadan yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 01.06.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi.