Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2010/4818 E. 2010/5741 K. 24.05.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/4818
KARAR NO : 2010/5741
KARAR TARİHİ : 24.05.2010

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 09.09.2004 gününde verilen dilekçe ile tapuda vakıf şerhinin silinmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 04.11.2004 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı … İdaresi vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı vekili, 09.09.2004 tarihli dilekçesi ile 6 no’lu bağımsız bölüm numaralı taşınmazın tapu kaydı üzerine 10 yıllık hak düşürücü süreden sonra ve Türk Medeni Kanununun 1027. maddesi gereğince mahkeme kararı olmadan yasaya aykırı konulan “… Vakfı” şerhinin terkinini istemiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalı … İdaresi vekili temyiz etmiştir.
5737 Sayılı Vakıflar Kanunu 27.02.2008 tarihli Resmi Gazetede yayınlanmış ve aynı tarihte yürürlüğe girmiştir. Yasanın geçici 5.maddesi hükmüne göre vakıf şerhleri ile ilgili devam etmekte olan davalarda diğer kanunlarda yer alan zaman aşımı ve hak düşürücü sürelere ilişkin hükümlerin bu kanun açısından uygulanmayacağı kuralı getirildiğinden burada 3402 Sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3.maddesinde öngörülen on yıllık hak düşürücü sürenin dolayısı ile 02.04.2004 tarih ve 1/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu kararının uygulanma olanağı yoktur.
Yukarıda sözü edilen ve 27.02.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5737 Sayılı Vakıflar Kanununun 18.maddesi hükmünce; miri arazilerden mukataalı hayrata tahsis edilmeyenler ile aşar ve rüsumu vakfedilen taşınmazlar dışındaki icareteynve mukataalı vakıf şerhi bulunan gerçek ve tüzel kişilerin mülkiyetinde veya tasarrufundaki taşınmazlar taviz bedeline tabidir. Yasanın 3.maddesinde yapılan tanıma göre de, Mukataalı vakıf: zemini vakfa üzerindeki yapı ve ağaçlar tasarruf edene ait olan ve kirası yıllık olarak alınan vakıf taşınmazlarını, icareteynli vakıf ise; değerine yakın peşin ücret ve ayrıca yıllık kira alınmak suretiyle süresiz olarak kiralanan vakıf taşınmazlarını ifade eder. Hal böyle olunca somut uyuşmazlığının çözümü için, kayda işlenen “… Vakfı”nın mukataalı veya icareteynli vakıf olup olmadığının veya miri arazilerde mukataalı hayrata tahsis edilmeyen ile aşar ve rüsumu vakfedilen taşınmazlardan bulunup bulunmadığının yöntemince araştırılması gerekir. Ancak; dava konusu 2 sayılı parselin geldisi olan 1354 sayılı parselin tapulama tutanağının vakıf şerhi işlenmeden 21.10.1957 tarihinde kesinleştiği anlaşılmış, davalı … İdaresinin 25.09.1998 tarihli yazısı üzerine 05.10.1998 tarihinde tapu kaydına ilgililerin rızaları dışında mahkeme hükmü olmaksızın tek taraflı idari işlem ile vakıf şerhinin konulduğu görülmüştür. Bu nedenle 2 sayılı parseldeki 6 no’lu bağımsız bölümün tapu kaydı üzerine Türk Medeni Kanununun 1027.maddesindeki yönteme uygun olmayacak biçimde vakıf şerhi konulması isabetli değildir.
Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davalı … İdaresi vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, 24.05.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi.