YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/4279
KARAR NO : 2010/5817
KARAR TARİHİ : 24.05.2010
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 22.06.2009 gününde verilen dilekçe ile tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 23.12.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, 10.04.2009 başlangıç tarihli zirai ürün kirasının haksız feshi nedeniyle yapılan ön hazırlık çalışmaları sırasındaki harcamalar ve kar kaybı zararının tahsili istemlerine ilişkindir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, dava kabul edilmiş, davacının yaptığı ıslah gözetilerek 7.500,00 TL’nin dava tarihinden 20.100,00 TL’nin ise ıslah tarihinde başlayacak yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Hükmü, davalı temyiz etmiştir.
Davada dayanılan 10.04.2009 başlangıç tarihli zirai ürün kira sözleşmesi hasılat sözleşmelerinin bir türüdür. Borçlar Kanununun 272.maddesinin yaptığı yollama nedeniyle aynı yasanın 249.madde hükmüne göre kiralayanın, kiralananı akitte güdülen amaca uygun kullanmaya elverişli bir şekilde kiracıya teslim etmesi ve kira süresince bu halde bulundurması zorunludur. Yanlar arasındaki sözleşmenin 2.maddesinde kiralanan taşınmazlarda üçüncü kişilerin bulunduğu ve buraya buğday, çeltik ve ayçiçeği ekmiş oldukları, kiralayanın bu taşınmazlardan buğday ekili olanları buğday hasadından, ayçiçeği ekili olanları ise ayçiçeği hasadından, çeltik ekili olanların çeltik hasadından sonra teslim edeceği hükme bağlanmıştır. Taraflar arasında sözleşmenin düzenlenmesinden sonra kiralanan taşınmazların davacıya teslim edilmediği hususunda bir çekişme bulunmamaktadır. Davacı, kiralama işleminden sonra üçüncü kişilerle yapılmış 11.05.2009 ve 15.05.2009 tarihli kira sözleşmelerine dayanmış, bazı ziraat ekipmanlarını üçüncü kişilerden kiraladığını, bunlar için peşin kira bedelleri ödediğini ileri sürmüş, mahkemece de bu bedellerin davalı kiralayandan tahsiline karar verilmiştir. HUMK’nun 299.maddesi hükmü uyarınca davacının üçüncü kişilerle yaptığı bu sözleşmeler sözleşmenin tarafı olmayan davalıyı bağlamaz. Dolayısı ile ibraz edilen sözleşmelerle davalının da bağlı tutulması yasada öngörülen kurala uygun düşmemiştir. HUMK’nun 275.maddesi hükmüne göre de hakimin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgi ile çözemeyeceği özel ve teknik bir bilgiyi gerektiren durumlarda bilirkişi oy ve görüşüne başvurması zorunludur.
Bu durumda mahkemece yapılması gereken iş, 10.04.2009 tarihli sözleşme 28.05.2009 tarihinde feshedildiğinden sözleşmenin 2.maddesinde teslimin hasatlardan sonra yapılacağı yazılı bulunduğuna göre arada geçen sürede davacının bazı kiralama işlemleri yapıp yapmamasının örf ve adete uygun düşüp düşmediğini bilirkişi oy ve görüşüne başvurarak saptamak, uygun düştüğü kanısına varılırsa kiralananların işin gereği olup olmadığını bilirkişilere belirletmek, bu konuda da olumlu sonuca ulaşılırsa kiralananların bedelinin ne olabileceğini bilirkişilere hesaplatmak, 10.04.2009 tarihli kira sözleşmesi 28.05.2009 tarihinde feshedildiğinden makul bir süre için ödenmesi gereken kira bedelini tespit ederek sadece buna hükmetmek olmalıdır.
Değinilen bütün bu yönler bir yana bırakılarak eksik inceleme ve araştırmayla dava kabul edildiğinden karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 24.05.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.