Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2010/4094 E. 2010/5449 K. 10.05.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/4094
KARAR NO : 2010/5449
KARAR TARİHİ : 10.05.2010

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı tarafından, davalı aleyhine 16.04.2009 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 23.07.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra duruşma isteminin değer yönünden ve masraf verilmediğinden reddine karar verilmekle dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, 253 parsel sayılı taşınmaz çap kaydı içerisinde kalan genel yola davalının elattığını öne sürerek haksız elatmanın kaldırılması isteminde bulunmuştur.
Davalı taşınmazda paydaş olduğunu, açılan davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, kesin hükmün varlığından söz edilerek dava kabul edilmiştir.
Hükmü, davalı temyiz etmiştir.
HUMK’nun 237.maddesi uyarınca kesin hükümden söz edebilmek için davanın tarafları, davanın konusu ve davada dayanılan hukuki sebeplerde birlik bulunması gerekir. 2007/167 esasına kayıtlı dava dosyasının tarafları davalı … ile dava dışı…’dür. Önceki dava 253 parsel sayılı taşınmazın paydaşları arasında kullanma biçiminden kaynaklanmış ve bu şekilde değerlendirilerek hükme bağlanmıştır. Eldeki dava ise, dava çaplı taşınmaz içerisinde kalan genel yola elatmanın önlenmesi istemiyle açılmıştır. Taraflar ve her iki davada dayanılan hukuki sebep farklı olduğundan, mahkemenin 2007/167 esas sayılı dosyası bu dava bakımından kesin hüküm teşkil etmez. Davanın kesin hükmün varlığından söz edilerek kabulü açıklanan nedenle doğru değildir.
Diğer taraftan, mahkemenin kadim genel yol olduğunu kabul ettiği bilirkişi krokisinde kırmızı renkle gösterilen yer 253 parsel sayılı taşınmazın çap kaydı içerisindedir. Çap ise tapuda davalı ile dava dışı … adına kayıtlıdır. Türk Medeni Kanununun 683.maddesi uyarınca mülkiyet hakkının varlığı kayıt maliklerine o şeyi dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisi tanır. Kısaca yol olduğu iddia edilen yere ilişkin kaydın terkini sağlanmadan, maliklerin elatmalarının önlenmesine karar vermek olanaklı değildir.
Mahkemece bütün bu yönler gözardı edilerek davanın reddi yerine istek hüküm altına alındığından, karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 10.05.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.