YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/3969
KARAR NO : 2010/4594
KARAR TARİHİ : 26.04.2010
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 20.10.2009 gününde verilen dilekçe ile tapu kaydında kimlik bilgisi düzeltilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 31.12.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, 43 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında murisinin “ …” şeklinde yazılı kimlik bilgilerinin “… oğlu …” olarak düzeltilmesini ve tespit tarihinde murisi sağ olduğu halde ölü olarak yazıldığından “ölü” kaydının iptalini istemiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece sağ olduğu ve soyadı bilinen bir kişinin “ölü” olarak yazılması ile soyadı yerine lakabının yazıldığı iddiasının inandırıcı bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir
Hükmü davacı vekili temyiz etmiştir.
Taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin isim, soyisim, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Bu tür davalarda kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir.
Kayıt düzeltme davalarında, mahkemece sağlıklı bir inceleme yapılmalı, kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanmalıdır.
Mahkemece yapılacak inceleme ve araştırma sonucu, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında davanın kabulü yoluna gidilmelidir.
Eldeki davada, dava konusu parselin tapulama tutanağının 11.08.1975 tarihinde düzenlendiği, tutanağın edinme sebebi sütununda Süleyman Sako’nun taşınmazı 20 sene evvel haricen satın aldığının belirtildiği ve iki sene evvel öldüğü için tespit edilemeyen mirasçıları adına tutanağın düzenlendiği yazılıdır. Nüfus müdürlüğünden yapılan araştırmada kayıt maliki ile aynı kimlik bilgilerini taşıyan başka bir kişinin bulunmadığı, zabıta aracılığı ile yapılan araştırmada ise davacının murisinin “Saka” lakabını kullandığı, davacının murisi ile tapu kayıt malikinin aynı kişiler olduğunun tespit edildiği bildirilmiştir. Keşifte dinlenen kadastro tespit bilirkişisi, mahalli bilirkişi ve davacı tanıklarının da taşınmazın davacı murisine ait olduğu, davacı murisinin lakabının “…” olması nedeni ile tespitin bu şekilde yapılmış olabileceği yolunda beyanda bulundukları görülmüştür.
Mahkemece yukarıda belirtilen şekilde yapılan inceleme ve araştırma sonucu elde edilen deliller davacının iddialarını doğruladığından davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 26.04.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi.