Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2010/3467 E. 2010/4168 K. 12.04.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/3467
KARAR NO : 2010/4168
KARAR TARİHİ : 12.04.2010

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 28.06.2009 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 09.12.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

K A R A R

Dava, taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Davalı, dava konusu taşınmazın sit alanı kapsamında olduğunu, satış vaadi sözleşmesinin dayanaksız kaldığını, açılan davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece dava reddedilmiştir.
Hükmü, davacı temyiz etmiştir.
Davadaki istemin dayanağı, 05.04.1999 tarihli düzenleme şeklinde yapılan sözleşmedir. Sözleşme içeriğinden, ifraz sonucu 756 ada 11 parsel numarasını alan ve davalı adına tapuda kayıtlı 227 m2 yüzölçümündeki taşınmaz üzerine gecekondu yapıldığı için, belediye meclis kararıyla çekişmeli yerin 3/16 hissesinin bedelinin taksitle ödenmesi koşuluyla davacıya satışının yapılacağı anlaşılmaktadır. Her ne kadar satış vaadi sözleşmesinde 10/16 hissenin satışı vaat edilmişse de meclis kararında davacıya 3/16 hissesin satışına karar verilmiş. Davacı da 3/16 hissenin bedelini ödemiştir.
Gerçekten, kısaca İmar Affı Kanunu olarak bilinen 2981 sayılı kanunun “istisnalar” başlıklı 3.maddesi hükmüne göre, kanunun İstanbul ve Çanakkale boğazları ile 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu uyarınca belirlenmiş ve belirlenecek yerlerde uygulama olanağı yoktur.
İstanbul VI Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü dosyaya gönderdiği 26.11.2009 tarihli yanıtında dava konusu 756 ada 11 parselin “İstanbul Kuzey Kesimi Karadeniz Kuşağı Doğal Sit Alanında III. Derece Doğal Sit Alanında Bulunduğunu” belirtmiştir. 5563 sayılı Kanunla Değişik 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun 11.maddesinin 1.fıkrasının 2.cümlesine göre “Ancak Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurullarınca birinci grup olarak tescil ve ilan edilen kültür varlıklarının bulunduğu taşınmazlar ile birinci ve ikinci derece arkeolojik sit alanlarındaki taşınmazlar zilyetlik yolu ile iktisap edilemez” hükmü getirilmiş, böylelikle yeni düzenlemede “….birinci grup olarak tescil ve ilan edilen kültür varlıklarının bulunduğu taşınmazlar ile birinci ve ikinci derece arkeolojik sit alanlarını” kazanılamayacağı öngörüldüğünden doğal sit alanları ve üçüncü derece arkeolojik sit alanlarında bulunan taşınmazların koşulları oluştuğu takdirde kazanılmaları olanaklı hale gelmiştir.
Yukarıda belirtildiği gibi taşınmazın “İstanbul Kuzey Kesimi Karadeniz Kuşağı Doğal Sit Alanında III. Derece Doğal Sit Alanında bulunduğu” saptandığından, olayda, 2981 sayılı Kanununun 3.maddesinde öngörülen istisna hükümleri uygulanamaz. O halde dayanılan satış vaadi sözleşmesine değer tanınarak taşınmazın 3/16 hissesine yönelik istemin hüküm altına alınması gerekirken İstanbul VI Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğünün 26.11.2009 tarihli yazısına yanlış anlam verilerek davanın reddi doğru olmadığından karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 12.04.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi