YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/2844
KARAR NO : 2010/3762
KARAR TARİHİ : 05.04.2010
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 28.04.2009 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı tesisi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın 153 ada 45 sayılı parsel yönünden kabulüne dair verilen 29.12.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı … tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, 153 ada 41 parsel sayılı taşınmazının genel yol ile bağlantısının bulunmadığını belirterek taşınmazı yararına, davalılara ait 153 ada 24, 39, 42, 43, 44, 45, 51, 55 ve 56 parsel sayılı taşınmazlar üzerinden geçit hakkı kurulmasını talep etmiştir.
Mahkemece; 153 ada 41 sayılı parsel yararına, 153 ada 45 parsel sayılı taşınmaz üzerinden, 27.07.2009 tarihli fen bilirkişisinin krokisinde mavi renkle ve (F-G) harfleri ile gösterilen 358,20 m2’lik kısımdan geçit hakkı tesisine karar verilmiştir.
Hüküm davalı … tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, Türk Medeni Kanununun 747’nci maddesine dayanılarak açılmış geçit hakkı kurulması istemine ilişkindir. Ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi geçit davalarının nedenidir. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir.
Türk Medeni Kanununun 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira, geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit gereksiniminin nedeni, taşınmazın niteliği ile bu gereksinimin nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakarlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır.
1-Zorunlu geçit hakkının yukarıda açıklandığı gibi genel yola kadar kesintisiz olarak kurulması şarttır. Mahkemece 153 ada 41 parsel sayılı taşınmaz yararına 153 ada 45 parsel sayılı taşınmazdan geçit kurulmasına karar verilmiş ise de 27.07.2009 tarihli bilirkişi raporundan anlaşıldığına göre tesis edilen geçitin önceki geçide bağlantısının sağlanması kesintisizlik ilkesine aykırı olmuştur. Bir başka deyişle, aleyhine geçit kurulan taşınmaz ile genel yol arasında bulunan 50 ve 51 sayılı parsellerden geçit kurulmaması suretiyle kesintisizlik ilkesi ihlal edilmiştir.
Bu durumda mahkemece davacıya 50 sayılı parsel maliki hakkında ayrı bir dava açması için yeterli süre verilerek dava açıldığı takdirde eldeki dava ile birleştirilmesi gerekir.
Bu güzergahtan geçit kurulacak olursa, 50 ve 51 sayılı parsel maliklerinin katlanma yükümü çoğalacağından, davacının bu parsel maliklerine bu yükü karşılayacak bedel ödemesi gerekeceğinden, 45 sayılı parsel maliki davalının, taşınmazı yararına 51 sayılı parselden kurulan geçit nedeniyle bedel istemine ilişkin itirazı yerinde değildir.
Eksik inceleme ve araştırma ile hüküm tesisi doğru görülmemiş olup hükmün belirtilen nedenlerle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı …’nın temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 05.04.2010 gününde oybirliği ile karar verildi.