Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2010/2427 E. 2010/3613 K. 01.04.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/2427
KARAR NO : 2010/3613
KARAR TARİHİ : 01.04.2010

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 04.03.2009 gününde verilen dilekçe ile irtifak hakkına elatmanın önlenmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 07.12.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

K A R A R

Dava, irtifak hakkına dayalı elatmanın kal suretiyle giderilmesi istemine ilişkindir.
Davalı davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, dava kabul edilmiştir.
Hükmü, davalı temyiz etmiştir.
Uyuşmazlık, 26 parsel sayılı taşınmaza ilişkindir. İncelenen tapu kayıt örneğinden taşınmazda davalının payının bulunmadığı, kaydın dava dışı kişiler adına olduğu görülmektedir. 26 sayılı parsel tapuda her ne kadar “bağ” niteliği ile kayıtlı olsa da keşfen üzerinde bulunduğu saptanan ve yıkımına karar verilen binanın malikleri dava dışı kişilerdir. Arazi mülkiyetinin kapsamına yapılar, bitkiler ve kaynaklar da girer. Binadaki yıkım işlemi kaydın bütün maliklerinin hukukunu doğrudan etkileyeceğinden onlar davada taraf durumunu almadan yıkım kararı verilmesi mümkün değildir.
Ayrıca davada irtifak hakkının varlığına dayanılmıştır. Gerçekten Türk Medeni Kanununun 718/2. maddesi gereğince irtifak hakkının varlığı mülkiyet hakkının kapsamına sınırlama getirir. Bu sınırlama sebebiyle davacı eldeki davayı açabilir ise de tapu kayıt örneğinden böyle bir hakkın kayda yansıtılmadığı anlaşılmaktadır. İrtifak hakkı ya tapu siciline tescil suretiyle kurulabileceğinden veya Türk Medeni Kanununun 727. maddesi gereğince malikle noterde yapılacak sözleşmeyle kararlaştırılabileceğinden mahkemece irtifak hakkının var olup olmadığı ya da malikle bu hakkın tesisi için yapılmış bir sözleşme bulunup bulunmadığı araştırılmaksızın irtifak hakkı varmış gibi isteğin hüküm altına alınması doğru değildir.
Karar açıklanan nedenlerle bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 01.04.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.