Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2010/22 E. 2010/921 K. 02.02.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/22
KARAR NO : 2010/921
KARAR TARİHİ : 02.02.2010

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 20.07.2007 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 02.04.2008 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacılar, 19.04.1968 tarihli satış vaadi sözleşmesine istinaden … 2 parsel sayılı taşınmazdaki davalı payının adlarına tescilini istemişlerdir.
Mahkemece, kadastrodan önceki sebeplere dayanılarak açılan davanın kadastro tespitinin kesinleşmesi tarihinden itibaren 10 yıllık bir süre geçtikten sonra açıldığı gerekçesiyle reddine karar verilmiştir.
Hükmü davacılar vekili temyiz etmiştir.
Kadastro müdürlüğü tarafından dava konusu taşınmazın bulunduğu …’de tapulama çalışmalarının 14.04.1954 tarihinde başlayıp, 08.09.1954 tarihinde bittiği ve tutanakların 10.11.1954 tarihinde askı ilanına çıkarıldığı bildirilmiştir. Davaya konu 2 parsel sayılı taşınmaza ait tapulama tutanağı ise tapulama tespitine itiraz nedeniyle kesinleşmemiş ve 2 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydı 02.10.1980 tarihinde hükmen tescil nedeniyle oluşmuştur. Davacıların dayandığı satış vaadi sözleşmesi ise 19.04.1968 tarihinde akdedilmiştir. 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3. maddesinde “bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz…” hükmü bulunmaktadır. Dava konusu taşınmazın satışı iddiası ile ileri sürülen sözleşme kadastro tespitinin yapıldığı tarihten sonra, fakat tapulama tutanağının kesinleşmesinden önce yapılmıştır. Dolayısıyla, kadastrodan önceki sebeplerden söz edilemez. Mahkemece toplanan deliller değerlendirilerek varsa eksiklikler giderildikten sonra uyuşmazlığın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 02.02.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi.