Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2010/2166 E. 2010/2837 K. 16.03.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/2166
KARAR NO : 2010/2837
KARAR TARİHİ : 16.03.2010

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 27.05.2004 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 12.05.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar … ve … vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

K A R A R

Dava, geçit hakkı kurulması istemine ilişkindir.
Davalılar davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, Dairemizin 24.05.2007 tarihli ve 2007/5246-6192 sayılı bozma ilamına uyularak, davacıya ait 5371parsel sayılı taşınmaza dair davanın feragat nedeniyle reddine, 5367 parsel sayılı taşınmaz lehine, bilirkişi rapor ve krokisinde (1) no’lu güzergah olarak gösterilen yerden 5364, 5365 ve 5366 parsel sayılı taşınmazlar üzerinden geçit hakkı kurulmasına karar verilmiş, hükmü davalılar vekili temyiz etmiştir.
1-Yapılan yargılamaya, toplanan deliller ve dosya içeriğine göre davalılar vekilinin diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş reddi gerekmiştir.
2-Dava, Türk Medeni Kanununun 747.maddesine dayanarak açılmış geçit hakkı kurulmasına ilişkindir. Saptanan geçit nedeniyle yükümlü taşınmaz malikine ödenmesi gereken bedel taşınmazın niteliği gözetilerek uzman bilirkişiler aracılığı ile objektif kriterler esas alınarak belirlenmelidir. Saptanacak bedel de hükümden önce depo ettirilmelidir. Hemen belirtmek gerekir ki, bedelin saptanmasından sonra hüküm tarihine kadar taşınmazın değerinde önemli derecede değişim yaratabilecek uzunca bir süre geçmiş veya bedel tespitinden sonra yörede taşınmazın değerini artıracak değişiklikler meydana gelmiş olabilir. Bu gibi durumlarda mülkiyet hakkı kısıtlanan taşınmaz malikinin mağduriyetine neden olmamak ve diğer tarafın hakkın kötüye kullanılması sonucunu doğuracak olası davranışlarını önlemek için hüküm tarihine yakın yeni bir değer tespiti yapılmalıdır.
Somut olayda, geçit bedeli 30.05.2005 tarihinde yapılan keşif esas alınarak saptanmıştır. Geçit bedelinin belirlendiği tarih ile hüküm tarihi arasında geçen süre göz önüne alınarak geçit bedelinin yeniden tespit edilmesi gerekirken bu hususun gözardı edilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bent uyarınca kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatıranlara iadesine, 16.03.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi.