Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2010/171 E. 2010/1120 K. 08.02.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/171
KARAR NO : 2010/1120
KARAR TARİHİ : 08.02.2010

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 11.04.2008 gününde verilen dilekçe ile tapuda vakıf şerhinin terkini istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 15.07.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı … İdaresi vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

K A R A R

Dava 12 parsel sayılı taşınmaz kaydındaki “… Vakfı” şerhinin terkini istemiyle açılmıştır.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, vakıf şerhi kayda on yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra işlendiği gibi, tek taraflı işlem sonucu da terkin edildiğinden dava kabul edilmiştir.
Hükmü, davalı idare temyiz etmiştir.
5737 sayılı Vakıflar Kanunu 27.02.2008 tarihli Resmi Gazetede yayınlanmış ve aynı tarihte yürürlüğe girmiştir. Yasanın geçici 5. maddesi hükmüne göre vakıf şerhleri ile ilgili devam etmekte olan davalarda diğer kanunlarda yer alan zamanaşımı ve hak düşürücü sürelere ilişkin hükümlerin bu kanun açısından uygulanamayacağı kuralı getirildiğinden burada da 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3 maddesinde öngörülen on yıllık hak düşürücü sürenin dolayısıyla 02.04.2004 tarihli ve 1/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu Kararının uygulanma olanağı yoktur. Bu nedenle, mahkemenin on yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğinden bahisle davayı kabul etmiş olması doğru olmamıştır.
Ne var ki; dava konusu 12 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydına vakıf şerhinin davalı idarenin tek taraflı işlemi ile işlendiği görülmektedir. Türk
Medeni Kanununun 1027. maddesi hükmü gereğince ilgililerin yazılı rızaları olmadıkça tapu memuru tapu sicilindeki yanlışlığı ancak mahkeme kararı ile düzeltebileceğinden bu gerekçeyle ve yerinde yapılan uygulama sonucu taşınmazın miri arazilerden geldiğinin bilirkişi eliyle saptanması nedeniyle davanın kabul edilmesinde yasaya aykırılık yoktur.
1-Yapılan yargılanmaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davalının diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava konusu taşınmazda davacılar … ve …’ün ayrı ayrı 188/400’er payı vardır. Diğer paydaşlardan … ve … dava açmamıştır. Bu paydaşların davası olmadığından vakıf şerhinin davacı paylarına hasren terkini gerekirken taşınmazdaki tüm vakıf şerhinin terkini doğru olmayıp hükmün bu nedenle bozulması gerekirse de, bu yanılgı yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, karar düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda 1.bentte açıklanan nedenlerle davacının diğer temyiz itirazlarının reddine, 2.bent uyarınca kabulüyle hüküm fıkrasının ilk bendinin karardan çıkartılmasına, bunun yerine karara ilk bent olarak “davanın kabulü ile tapuda 282 ada 12 parsel olarak kayıtlı taşınmazdaki … Vakfı şerhinin davacılar … ile …’ün 188/400 payından kaldırılmasına” hükmün HUMK’nun 438/VII maddesi uyarınca DEĞİŞTİRİLEREK DÜZELTİLMİŞ bu şekli ile ONANMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 08.02.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.