Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2010/15123 E. 2011/1286 K. 07.02.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/15123
KARAR NO : 2011/1286
KARAR TARİHİ : 07.02.2011

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 02.09.2003 gününde verilen dilekçe ile noter satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 31.05.2005 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı … tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Davalı davayı kabul etmiştir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafça temyiz edilmiştir.
Somut olayda; davalı … Hasköy Köyü Adamahalle mevkiinde 757 parsel sayılı tarla vasıflı taşınmazda 1/2 pay sahibidir. Bu payın yarısının satışı için vermiş olduğu vekaletnameye dayanılarak 27.08.2003 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile davalıya ait 1/2 payın 1/2’sinin davacıya satışı vaat edilmiştir.
3194 sayılı İmar Kanunu’nun 18/son maddesi hükmü gereğince “Veraset yoluyla intikal eden bu Kanun hükümlerine göre şuyulandırılan, Kat Mülkiyeti Kanunu uygulaması, tarım ve hayvancılık, turizm, sanayi ve depolama amacı için yapılan hisselendirmeler ile cebri icra yolu ile satılanlar hariç imar planı olmayan yerlerde her türlü yapılaşma amacıyla arsa ve parselleri hisselere ayıracak özel parselasyon planları, satış vaadi sözleşmeleri yapılamaz.” Sözü edilen madde hükmü ile getirilen sınırlandırmalar, imar uygulamasına geçilemeyen yerlerde çarpık yapılaşmayı önleme amacına yöneliktir. Yasanın amir hükmüne rağmen satış vaadinde bulunulması halinde sözleşmenin ifa olanağının varlığından söz edilemez. Kamu düzenine ilişkin olan ve hakimin re’sen gözetmesi zorunlu yasa kuralı gereğince davalının kabul beyanı da hüküm ve sonuç doğurmaz.
Tüm bu açıklamalar doğrultusunda davanın reddine karar verilmesi gerekirken mahkemece kamu düzenine ilişkin bu yasal düzenleme gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmadığından kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 07.02.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi.