Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2010/15035 E. 2011/1943 K. 17.02.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/15035
KARAR NO : 2011/1943
KARAR TARİHİ : 17.02.2011

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Davacı-K.Davalı vekili tarafından, davalı-k.davacı aleyhine 30.04.2007 ve 12.12.2007 gününde verilen dilekçeler ile elatmanın önlenmesi ve kal, karşı dava temliken tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; birleşen davanın kabulüne, asıl davanın reddine dair verilen 14.10.2010 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı-karşı davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, 242 ada 2 sayılı parselin maliki olduğunu, komşusu olan davalının taşınmazının çapı içerisinde kalan bir kısım yere toprak doldurarak perde beton attığını, ayrıca binasına komşuluk hukukuna aykırı olarak pencere açtığını, haksız elatmanın önlenmesini, komşuluk hukukuna aykırı olarak açılan pencerelerin kapatılmasına, yığma toprak ve perde betonlarının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı birleşen davasında, Türk Medeni Kanununun 725.maddesine dayanarak temliken tescil isteminde bulunmuştur.
Mahkemece, birleşen davanın kabulüne, taşınmazın 29.21 m2’den ibaret bölümünün ifraz edilerek 14 sayılı parsele ilavesi suretiyle davalı ve birleşen davanın davacısı adına tesciline, asıl davanın ise reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı ve birleşen davanın davalısı temyiz etmiştir.
Bilirkişilerin 04.06.2007 tarihli rapor ve krokisine göre, davalı ve birleşen davanın davacısının maliki olduğu 14 sayılı parselin üzerindeki binanın, davacının 2 sayılı parseline taşkın kısmı (A) harfi ile gösterilen 9,81 m2’lik bölümdür. Krokide (B) ve (C) harfleri ile ve … renkle gösterilen yerler ise 14 sayılı parsel malikinin 2 sayılı parselin çapı içerisinde kalan bölümlere duvar yapmak suretiyle elattığı yerlerdir. Davalı ve birleşen davanın davacısının, 2 sayılı parselin çapı içinde kalan (B) ve (C) harfli yerlere elatmasının hiçbir haklı nedeni yoktur. Dolayısıyla, bu bölümlerle ilgili asıl davadaki isteğin kabulü gerekirken reddedilmiş olması doğru değildir.
Öte yandan, yine asıl davada, davalının binasına komşuluk hukukuna aykırı şekilde pencere açtığı da ileri sürülerek talepte bulunulmuştur. Mahkemece, bu istemin de incelenerek sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken talep ve dava olduğu halde bu konuda olumlu veya olumsuz bir hüküm kurulmaması da doğru değildir.
Asıl dava davacısının, birleşen davanın kabulüne yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Bu tür davalarda, davanın kabulü için imar mevzuatına göre taşkın kısmın ifrazının mümkün olması gerekir. Belediye encümeninin 31.03.2010 tarihli kararına göre, ifraz ancak 2 ve 14 no’lu parsellerin krokisinde gösterilecek şekilde birleştirilmesi, sonra da krokisinde gösterilen yol bölümünün terk edilmesi, bundan sonra da taşınmazın ifrazı halinde olanaklıdır. Ne var ki mahkemece, encümenin koşullu ifraz kararı dikkate alınmamış, doğrudan tecavüzlü kısmın asıl davanın davacısı adına olan tapu kaydından iptali ile, bu bölümün 14 sayılı parsele ilavesi suretiyle tesciline karar verilmiştir.
Mahkemece, kurulan hükümde olduğu gibi ifrazın yapılıp yapılamayacağı yetkili merciden sorulup saptanmadan ve belediye encümeninin kararına yanlış anlam verilerek birleşen davanın yazılı olduğu şekilde kabulü doğru olmadığı gibi, yapının taşkın bölümü dışındaki kısımların da yasal koşullar oluşmadan, birleşen davanın davacısı adına tescili de yerinde değildir.
Karar, bütün bu nedenlerle bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 17.02.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.