Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2010/14838 E. 2011/1240 K. 04.02.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/14838
KARAR NO : 2011/1240
KARAR TARİHİ : 04.02.2011

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 26.03.2009 gününde verilen dilekçe ile 3402 sayılı Kadastro Kanununun 41.maddesi uyarınca yapılan düzeltme işleminin iptali istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 17.06.2010 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı 186 parsel sayılı taşınmazda Kadastro Kanununun 41. Maddesi uyarınca yapılan düzeltme işlemi ile taşınmazın yüzölçümü miktarının artırıldığını ileri sürerek işlemin iptalini ve taşınmaz kaydında artırılan miktarın Hazine adına tescili hususundaki dava haklarının saklı tutulmasını talep etmiştir.
Davalı davanın reddini savunmuş, davanın reddine dair verilen karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 3402 sayılı Yasanın 41. maddesine göre düzeltme işleminin iptali isteğine ilişkindir.
5304 Sayılı Kanunun 9.maddesi ile yapılan değişiklikten sonra anılan madde;
“Kadastro sırasında veya sonrasında yapılan işlemlerle geometrik durumları kesinleşmiş olan taşınmazlarda ölçü, sınırlandırma, tersimat ve hesaplamalardan doğan hatalar, ilgilinin müracaatı veya kadastro müdürlüğünce re’sen düzeltilir.
Düzeltme, taşınmaz malikleri ile diğer hak sahiplerine tebliğ olunur. Tebliğ tarihinden başlayan otuz gün içinde düzeltmenin kaldırılması yolunda sulh hukuk mahkemesinde dava açılmadığı takdirde, yapılan düzeltme kesinleşir.
Kadastro sırasında veya sonrasında yapılan işlemlerle kesinleşmiş olan taşınmazlarda, değişiklik işlemleri sırasında ortaya çıkan yüzölçümü farklılıklarından, kadastronun dayandığı teknik kurallarda belirtilen hata sınırları içinde kalanların re’sen düzeltilmesine Kadastro Müdürlükleri yetkilidir” şeklinde düzenlenmiştir.
Somut olayda davalıya ait 186 parsel sayılı taşınmazda kadastro tespiti ile belirlenen çap kaydı kapsamının yöntem farklılığı nedeni ile yüzölçümü miktarının hatalı tespit ve tescil edildiği, çapın yeniden sayısallaştırılması sonucu 8875 m2 olan kayıt miktarının gerçekte 10685.83 m2 olduğunun saptandığı belirtilerek kadastro müdürlüğünce 13.2.2009 tarihinde 41.maddeye göre düzeltme yapılmıştır. Mahkemece yapılan keşifte taşınmazın fiili durumu ile çap kaydının örtüştüğü hesap hatasının düzeltme işleminin doğru olduğu saptanmıştır.
Mahkeme davayı işlemin doğru olduğu gerekçesi ile reddetmiş ise de;
Kanunun münhasıran görevli kıldığı sulh hukuk mahkemesinde görülecek düzeltme işleminin iptali istemli dava, işlemin hukuka uygunluğunu denetleme amacına yönelik olup Hazinenin düzeltme ile artan yüzölçümü miktarına yönelik dava açma hakkı ayrı bir uyuşmazlığın konusu olup yapılan düzeltme işlemi Hazine aleyhine hukuki bir durum oluşturmamaktadır. Kısaca söylemek gerekirse Hazinenin eldeki davayı açmakta hukuki yararı yoktur. Davanın açıklanan nedenlerle reddi gerekirken yazılı nedenlerle reddi doğru görülmemiş ise de, verilen karar sonuç itibarı ile doğru bulunduğundan hükmün gerekçesi açıklandığı şekilde HUMK’nun 438/son maddesi uyarınca değiştirilerek ve düzeltilerek onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle yerel mahkeme kararının gerekçesinin değiştirilerek düzeltilmesine, hüküm fıkrasının 1. bendinin hükümden çıkartılarak yerine 1. bent olarak yerine “Davanın aktif dava ehliyeti yokluğundan reddine” cümlesinin eklenmesine ve kararın bu şekilde değiştirilerek ve DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 04.02.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi.