Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2010/13442 E. 2010/14027 K. 14.12.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/13442
KARAR NO : 2010/14027
KARAR TARİHİ : 14.12.2010

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Davacılar tarafından, davalılar aleyhine 28.11.2007 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 16.06.2010 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı … vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

K A R A R
Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Davalılardan …, 2770 sayılı parsele taksim sonucu malik olduğunu, davanın reddini savunmuştur.
Diğer davalı …’ın davadan önce öldüğü saptanmış, davaya dahil edilen mirasçıları davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, Hazine davaya dahil edilmiş, taşınmazlar mera olarak saptandığından, kayıtların iptali ile bu niteliğiyle özel siciline tesciline karar verilmiştir.
Hükmü, davacılar temyiz etmiştir.
Dosyadaki mirasçılık belgesinden; davalılardan …..’ın 2005 tarihinde öldüğü anlaşılmaktadır. Dava ise, 28.11.2007 tarihinde açılmıştır. 04.05.1978 günlü ve 4/5 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca ölü kişinin davada taraf ehliyeti yoktur. Dolayısıyla aleyhine dava açılamayacağı gibi, mirasçıları davaya dahil edilerek veya dava ıslah edilerek davaya devam olunamaz. Buna göre, dava tarihinden önce öldüğü anlaşılan davalı … aleyhine açılan davanın reddi gerekir.
Davacıların diğer temyiz itirazlarına gelince; Yukarıda özetlendiği üzere dava, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Keşifte, taşınmazın mera vasfında olduğu saptanmış, Hazine davaya dahil edilerek mera vasfında olduğu anlaşılan taşınmazlara ilişkin tapu kaydının iptali ile özel siciline yazılmasına karar verilmiştir. Görülüyor ki, Hazinenin her iki parsel hakkında yöntemine uygun açtığı bir dava yoktur. Hazinenin davaya katılarak, taşınmazların adına tescilini istemesi, onun tarafından da dava açıldığı anlamında yorumlanamaz. Diğer taraftan hukuk mahkemesi, HUMK’nun 72.maddesine göre iki taraftan birinin talebi olmadan re’sen bir davayı tetkik ve halledemeyeceği gibi, 74.maddeye göre de hakim iki tarafın iddia ve müdafaalarıyla bağlı olup ondan fazlasına veya başka bir şeye hüküm veremez.
Yapılan bu saptamalara göre, taraflar arasındaki uyuşmazlığın esası hakkında bir hüküm kurulması yerine, usule aykırı şekilde taşınmazların mera niteliğiyle özel siciline yazılmasına dair hüküm kurulması doğru değildir.
Karar, açıklanan nedenlerle bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 14.12.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.