YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/13371
KARAR NO : 2011/1714
KARAR TARİHİ : 15.02.2011
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 25.05.2006 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi, kal ve ecrimisil, savunma yolu ile temliken tescil istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın reddine, temliken tescil isteminin kabulüne dair verilen 04.02.2010 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 15.02.2011 günü için yapılan tebligat üzerine gelen olmadı.Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi, kal ve ecrimisil istemleriyle açılmıştır.
Davalı, çekişme konusu 153 ada 6 sayılı parselin dava dışı köy tüzel kişiliği tarafından davacının murisine tahsil edildiğini, ondan haricen satın aldığını ve üzerine kendi malzemesiyle bina inşa ettiğini, açılan davanın reddini, savunma yoluyla da Türk Medeni Kanununun 724.maddesi uyarınca taşınmazın adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, asıl davanın reddine, koşulları gerçekleştiğinden 153 ada 6 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davalı adına tesciline karar verilmiştir.
Hükmü, davalı temyiz etmiştir.
1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriği ile özellikle temyiz edenin sıfatına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-492 sayılı Harçlar Kanununun 21.maddesi uyarınca yargı harçlarının tarife üzerinden ve ilgilisinden alınması gerekir. Kısaca, mahkeme harçlarından bu arada başvurma harcı ile nispi karar ve ilam harcından ilgilisi sorumludur. Öte yandan, Harçlar Kanunu kamu düzenine ilişkin hükümler içerdiğinden bu hususun mahkemece resen gözetilmesi gerekir.
Somut olaya gelince; gerçekten bir dava açılmış olmadan savunma yoluyla davalının Türk Medeni Kanununun 724.maddesinden yararlanma iradesini mahkemeye bildirmesi olanaklıdır. Bu gibi durumlarda, savunma yoluyla mahkeme önüne getirilen irade açılan elatmanın önlenmesi ve kal davasının reddini gerektirir. Şayet irade sahibinin Türk Medeni Kanununun 724.maddesi gereğince temliken tescil istemi de bulunmaktaysa, lehine mahkemeden hüküm alabilmesi o isteğin harçlandırılmasına ve harcının tarife uyarınca ödenmesine bağlıdır. Başka bir anlatımla, harç ödenmeksizin savunma yoluyla Türk Medeni Kanununun 724.maddesinden yararlanma iradesinin bildirilmesi sonucu o taşınmazın irade sahibi adına tescilini gerektirmez. O nedenle mahkemece kamu düzeninden olan harçlar ödetilmeden tescil hükmü kurulması yanlıştır.
Kabule göre de; mahkemece davalıdan tahsiline karar verilen 30.212,73 TL bina ile arsa değeri toplamından ibarettir. Bu gibi davalarda, bina çekişmeli olmadığından değeri müddeabihe dahil edilemez. Çekişmeli olan arsa olduğundan, bunun saptanan değeri 11.985,00 TL’nin ödetilmesi ile yetinilmesi yerine arsa ve bina bedelinin tahsiline karar verilmesi de doğru değildir.
Karar, açıklanan nedenlerle bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda 1.bentte açıklanan nedenlerle davalının. diğer temyiz itirazlarının reddine, hükmün 2.bentte yazılı nedenlerle davalı yararına BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 15.02.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi.