YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/11298
KARAR NO : 2010/12725
KARAR TARİHİ : 22.11.2010
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 05.10.2000 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 06.07.2010 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Davalı mirasçılar, hak düşürücü sürenin geçtiğini, açılan davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, zamanaşımı ve hak düşürücü süre geçtiğinden bahisle Dava reddedilmiştir.
Hükmü, davacı temyiz etmiştir.
Uyuşmazlık 99 parsel sayılı taşınmaza ilişkindir. Taşınmazın kadastro işlemleri 18.08.1989 tarihinde yapılmış, 13.03.1992 tarihinde tapuya tescil edilmiştir. Dava ise 05.10.2000 tarihinde açılmıştır. Görülüyor ki taşınmazın tapuya tescil edildiği tarih ile davanın açıldığı tarih arasında on yıllık hak düşürücü süre geçmemiştir. Dolayısıyla, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3.maddesinde öngörülen hak düşürücü sürenin eldeki davada uygulanma olanağı bulunmamaktadır. Kaldı ki davacı, kadastro tespitinden önceki bir hakka dayanmamakta, aksine kadastrodan sonra 98 sayılı parseli 09.08.1995 tarihinde satın aldığını belirterek, kendisine satılan miktarın eksik olduğunu ileri sürmek suretiyle bu davayı açmıştır.
Türk Medeni Kanununun 719.maddesi uyarınca bir taşınmaz haritaya bağlanmışsa, taşınmazın sınırları haritadaki (plandaki) sınırdır. Diğer taraftan Borçlar Kanununun 215.maddesine göre de aksine sözleşme mevcut değil ise, satılan gayrimenkul satış senedinde yazılı olan ölçüm miktarını ihtiva etmediği takdirde, satıcı sadece noksanını alıcıya tazmin etmekle mükelleftir. Olayda, haritanın dışında yazılı bir gayrimenkul satım sözleşmesine dayanılmadığından, davacı mülkiyet aktarımı isteminde bulunamaz. Mahkemece davanın bu nedenle reddi gerekirken, hak düşürücü süreden söz edilerek reddedilmiş olması yasaya aykırı olup kararın bu nedenle bozulması gerekir ise de hüküm sonuçta davanın reddine ilişkin bulunduğundan, HUMK’nun 438/son maddesi gereğince kararın gerekçesi düzeltilerek, hükmün onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda yazılan nedenlerle mahkeme karar gerekçesinin DÜZELTİLMESİNE ve hükmün karar gerekçesi düzeltilmiş bu hali ile ONANMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 22.11.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.