Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2010/11064 E. 2010/12101 K. 04.11.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/11064
KARAR NO : 2010/12101
KARAR TARİHİ : 04.11.2010

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 09.10.2006 gününde verilen dilekçe ile tapu kaydında isim düzeltilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 15.11.2007 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vakıf, 13 parsel sayılı taşınmazdaki malik isminin vakfın adınının şahsiyet kütüğünde “…, …, …, … Kiliseleri ve İlkokulları Vakfı” olarak değiştirildiğini ileri sürerek tapu kaydındaki ismin şahsiyet kütüğüne uygun olarak düzeltilmesini talep etmiştir.
Davalı, düzeltmenin idari bir işlemle yapılabileceğini, açılan davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece istek hüküm altına alınmıştır.
Hükmü davalı idare vekili temyiz etmiştir.
Tapu kayıtlarındaki düzeltme davalarında amaç; kayıtlarda sicildeki bilgilere rağmen herhangi bir nedenle hatalı yazılan bilgilerin sicildeki bilgilere uygun hale getirilmesi ve bu suretle düzenli tapu sicilinin tutulmasının sağlanmasıdır.
Somut olayda; çekişme konusu taşınmazın tapuda malikinin “… Kilisesi Vakfı” olduğu ancak vakıf ismi değişik şekilde anıldığından, isimde düzeltme yapılarak en son vakıf şahsiyet kütüğüne “…., …, … Kiliseleri ve İlkokulları Vakfı” şeklinde yazıldığı anlaşılmaktadır. Görülüyor ki; vakıf isminde tapu kaydı malik hanesinin belirlenmesinden sonra düzeltme yapılmıştır.
Vakıf isminde sonradan yasaya uygun şekilde yapılan düzeltmeyle isim değişmiş ve bundan dolayı da tapu kaydındaki malik bilgilerinin düzeltilmesinde zorunluluk ortaya çıkmışsa, tapu kaydı malik bilgilerinin düzeltilmesi ancak malikin isim değişikliği gerekçe gösterilerek idareden talep edilebilir. Bu durumda davacı vakıf idari makamın görevine giren bir hususu mahkeme önünde dava konusu yapmıştır. O halde açılan davanın HUMK’nun 7. maddesi gözetilmek suretiyle yargı yeri nedeniyle reddi yerine, istemin incelenerek hükme bağlanması doğru olmamıştır.
Karar açıklanan nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, 04.11.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi.