Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2010/10515 E. 2010/12010 K. 04.11.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/10515
KARAR NO : 2010/12010
KARAR TARİHİ : 04.11.2010

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 23.02.2007 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve mera olarak sınırlandırılması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 10.03.2010 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı Hazine, kadastro çalışmaları sırasında kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak davalı adına tescil edilen … köyü 133 ada 6, 134 ada 65 ve 137 ada 34 sayılı parsellerin mera olduğunu, özel mülkiyete konu teşkil etmeyeceğini belirterek kayıtlarının iptali ile mera olarak sınırlandırılmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalılar vekili davayı kabul etmediklerini bildirmiştir.
Mahkemece, … köyü 137 ada34 ve 134 ada 65 sayılı parseller yönünden davanın kabulüne, 133 ada 6 sayılı parsel yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı Hazine vekili 133 ada 6 sayılı parsel yönünden eksik inceleme nedeniyle temyiz etmiştir.
Dosyada yer alan kadastro tutanağının incelenmesi sonucu 133 ada 6 sayılı parselin “çayır” niteliği ile davalı adına zilyetlikten tescil edildiği ve 8 sayılı parsel olarak “mera” niteliği ile sınırlandırılan taşınmazın içerisinde kaldığı anlaşılmaktadır.
Ziraatçı bilirkişi raporunda 133 ada 6 sayılı parselin çayır arazisi olarak kullanıldığı ve bitki örtüsünün çayır arazileri ile örtüştüğü bildirilmiştir. 4342 sayılı Mera Kanununun 3. maddesinde yapılan tarife göre çayır; taban
suyunun yüksek bulunduğu veya sulanabilen yerlerde biçilmeye elverişli yem üretilen ve genellikle kuru ot üretimi için kullanan yerlerdir. Çayır nitelikli bir yerin aynı zamanda mera özelliği taşıyabileceği kuşkusuzdur. Nitekim; anılan kanunun 3. maddesi (i) bendinde çayır, mera, yaylak ve kışlak arazisinin sınırlandırmaya tabi olduğu kabul edilmiştir. Her ne kadar bir yerin çayır olması mutlak suretle zilyetlikle kazanmaya elverişli olmadığının kabulünü gerektirmez ise de bu yerin özellikleri ve kullanma biçimi, özellikle de taşınmazın mera niteliği ile sınırlandırılan parsel içinde kalması mera bütünlüğünü bozacağından o yerin meradan açıldığını ve zilyetlikle kazanılamayacak yerlerden olduğunu gösterebilir. Ne var ki; mahkemece bu konuda yapılan inceleme ve araştırma ile bilirkişi raporu yetersizdir.
Bu durumda mahkemece, dava konusu taşınmazın 133 ada 8 sayılı mera parseli içinde kalıp kalmadığı, özelliği ve bu özelliğinden dolayı mera parselinin bütünlüğünü bozup bozmadığı yerinde yeniden keşif yapılarak incelenmeli, konusunda uzman olan bilirkişilerden bu konuda ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınarak bunun sonucuna uygun bir hüküm kurulmalıdır.
Eksik inceleme ve araştırmayla 133 ada 6 parsel sayılı taşınmaz hakkındaki davanın reddi doğru olmadığından karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 04.11.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi.