Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2009/584 E. 2009/1390 K. 06.02.2009 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/584
KARAR NO : 2009/1390
KARAR TARİHİ : 06.02.2009

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 23.05.2007 gününde verilen dilekçe ile mecra hakkı istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 18.04.2008 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar, 1/2 paydaşı bulundukları 450 parsel sayılı taşınmazın davalıya ait 451 parsel sayılı taşınmazda bulunan arktan sulandığını, davalının arkı kapattığını ileri sürerek davalıya ait taşınmazdan mecra hakkı kurulmasını istemişlerdir.
Davalı, davanın reddini savunmuş, Mahkemece, 450 parsel yararına 451 parsel sayılı taşınmazdan mecra hakkı kurulmasına karar verilmiş, hükmü, davalı temyiz etmiştir.
1-Yapılan yargılamaya, toplanan deliller ve dosya içeriğine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddi gerekmiştir.
2-Dava, Türk Medeni Kanununun 744. maddesi uyarınca mecra irtifakı kurulması isteğine ilişkindir. Anılan madde uyarınca “Her taşınmaz maliki zararın tamamının önceden ödenmesi koşuluyla su yolu, kurutma kanalı, gaz ve benzerlerine ait boruların, elektrik hat ve kablolarının, başka yerden geçirilmesi olanaksız veya aşırı ölçüde masraflı olduğu takdirde, kendi arazisinin altından veya üstünden geçirilmesine katlanmakla yükümlüdür.”
Mecra irtifakı kurulması isteğine ilişkin davalar, özünü komşuluk hukuku ilkelerinden alması nedeniyle yapılacak araştırma ve incelemede, öncelikle davacının mecra ihtiyacının bulunup bulunmadığı saptanmalıdır. İhtiyacın
saptanması halinde de, çevre taşınmazların tamamının üzerinde irtifak hakkı kurmaya elverişli olup olmadığı incelenip, hukukun genel bir ilkesi olan “fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesi” uyarınca taraf yararları da gözetilerek en az masrafı gerektiren ve bundan da en az zarar görecek kişi taşınmazı üzerinden mecra irtifakının bağlanacağı su, elektrik, gaz ve benzerine ait yol ya da kaynak ile yararına mecra hakkı kurulan taşınmaz arasında kesintisiz bağlantı sağlayacak şekilde kurulmalıdır. Ayrıca mecranın niteliği, nasıl ve hangi araçlarla geçirileceği ayrıca belirlenerek kararda gösterilmelidir.
Somut olayda, davacının maliki bulunduğu 450 parsel sayılı taşınmazın sulama ihtiyacı içinde bulunduğu sabittir. Mahkemenin hükme esas aldığı 13.10.2007 tarihli fen bilirkişi raporunda 450 parsel yararına 451 parsel sayılı taşınmazın doğu sınırından 2 metre genişliğinde mecra hakkı kurulmuştur. Ancak, hüküm fıkrasında mecranın nasıl ve hangi araçlarla geçirileceği gösterilmemiştir. Bu nedenle, infazda duraksamaya neden olacak biçimde mecranın nasıl ve hangi araçlarla geçirileceği belirlenmeden istemin hüküm altına alınması doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine; (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 06.02.2009 tarihinde oybirliği ile karar verildi.