Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2009/5675 E. 2009/6476 K. 28.05.2009 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/5675
KARAR NO : 2009/6476
KARAR TARİHİ : 28.05.2009

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 01.08.2008 gününde verilen dilekçe ile tapuda isim düzeltilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 10.02.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_K A R A R_
Davacılar maliki oldukları dava konusu taşınmaza ait tapu kayıtlarında yanlış yazılan isimlerinin düzeltilerek yazılı olamayan soy isimlerinin de kayıtlara eklenmesi isteğinde bulunmuşlardır.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, tapu kaydına yanlış yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesi istemiyle Hazine hasım gösterilerek açılmıştır.
Tapu sicilindeki yanlışlıklardan kaynaklanan davalarda yasal hasım, kayıtları tutmakla görevli ve sorumlu tapu sicil müdürlükleridir. Bu nedenle dava doğrudan tapu sicil müdürlüğüne yöneltilmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 17.3.1999 tarihli ve 1999/14-165-149 sayılı kararı da bu yöndedir.
Uygulamada davaların sıkça “Tapu Sicil Müdürlüğüne izafeten Hazine” hasım gösterilerek açıldığı görülmektedir. Hazine vekili, 4353 sayılı kanunun 18.maddesine göre kanuni temsilci sıfatıyla idareyi temsil eder. Bu nedenle “Tapu Sicil Müdürlüğüne izafeten Hazine” hasım gösterilerek dava açıldığında, davanın husumet yokluğundan reddi yerine dava dilekçesinin doğru hasım olan “Tapu Sicil Müdürlüğüne” tebliğinin sağlanması ve bundan sonra davaya devamla bir hüküm kurulması gerekir.
Somut olayda, “Tapu Sicil Müdürlüğüne izafeten Hazine” hasım gösterilerek dava açıldığı görülmüştür. Dava dilekçesi tapu sicil müdürlüğüne tebliğ edilmeksizin yargılamaya devamla hüküm kurulması doğru görülmediğinden yukarıda değinildiği şekilde dava dilekçesinin yöntemine uygun şekilde tebliği sağlandıktan sonra yargılamaya devamla bir karar verilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Davalı vekilinin temyiz itirazlarının yukarıda açıklanan nedenlerle kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer hususların incelenmesine yer olmadığına 28.5.2009 gününde oybirliği ile karar verildi.