Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2009/4965 E. 2009/5772 K. 07.05.2009 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/4965
KARAR NO : 2009/5772
KARAR TARİHİ : 07.05.2009

MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 15.04.2004 gününde verilen dilekçe ile alacak istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 17.06.2005 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı-karşı davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı Hazine, davalı şirket ile olan 03.10.1997 günlü kira sözleşmesi uyarınca davalının ödeme yapmadığı 03.02.2000 – 31.12.2003 dönemi kira parası alacağı 19.658,75 YTL ve bunun işlemiş faiz tutarı 25.987,05 YTL’nin tahsilini istemiştir.
Davalı, yasa uyarınca Hazinenin kira sözleşmesi yapamayacağını, davanın reddini, karşı davasında ise yersiz ödediği 2.322,18 YTL’nin davacı-davalıdan alınmasına karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, asıl dava kısmen kabul edilmiş, karşı dava reddedilmiştir.
Hükmü, davalı ve karşı davacı temyiz etmiştir.
Dosyada yer alan taraflar arasındaki 03.10.1997 günlü kira sözleşmesi ve eklerinden kiralanan yerin … köyü Kürtün mevkiindeki maden suyu işletmesi ve isale hattı olduğu görülmektedir. Aynı yer davalı ve karşı davacıya 01.11.1996 başlangıç tarihli ve 10 yıl süreli sözleşmeyle maden suyu işletmeciliği için dava dışı İl Özel İdaresi tarafından kiralanmıştır. Kiralama işlemine dayanak İl Daimi Encümeninin 10.10.1996 tarihli karar metninde aynen “İlimiz Dereli ilçesi Pınarlar köyü hudutları içinde Kürtün deresi mecrasında bulunan ve … İl Özel İdaresi adına işletme ruhsatı alınmış olan maden suyu kaynağının işletme hakkının 927 ve 4268 sayılı Kanunlar
gereğince ve 2886 sayılı Kanunun 49.maddesi hükümlerine göre pazarlıkla yıllık 50.000 TL olmak üzere on yıllık müddetle ihalesinin yapılmasına…” sözleri yazılmıştır. Görülüyor ki, taraflar arasında çekişme konusu yapılan yer maden suyu işletmeciliğidir. Aynı yer hakkında davalı ve karşı davacının hem Hazineyle imzaladığı 03.10.1997 tarihli kira sözleşmesi, hem de dava dışı İl Özel İdaresiyle imzaladığı 01.11.1996 başlangıç tarihli ve 10 yıllık süreli kira sözleşmeleri bulunmaktadır. Davalı ve karşı davacı Hazineyle yapılan 03.10.1997 tarihli kira sözleşmesini yapmaya, davacı Hazinenin yetkisi olmadığını, dolayısıyla bir dönem için ona yapılan kira parası ödemelerinin iadesini dava konusu yaptığından, buradan öncelikle maden suyu işletmesinin devletin hangi yetkili organı tarafından kiraya verilebileceği hususunun açığa kavuşturulması gerekir.
Sıcak ve Soğuk Maden Sularının İstismarı ile Kaplıcalar Tesisatı Hakkındaki 927 Sayılı Kanunun ek 5.maddesi “içmeye ve yıkanmaya mahsus olup halen mekşuf veya henüz keşfedilmemiş şifalı sıcak ve soğuk maden sularının rüsum ve temettü hisseleri vilayet idarelerine aittir. Hususi idareler bu suları doğrudan doğruya işletebilecekleri gibi taliplerine işletme ruhsatnamesi vermek suretiyle ihale de edebilirler. Hususi idarelerce işletilmek istenilmeyen veya ihale edilmeyenlerin rüsum ve temettü hisseleri vilayetçe belediyelere, köylere devredilebilir…” hükmüne yer vermiştir. Görülüyor ki, maden sularının işletilmesi veya taliplerine ihale suretiyle kiralanması yetkisi yasa uyarınca açık seçik İl Özel İdarelerine aittir. Kısaca, bu nitelikteki bir yerin Hazine tarafından işletilmesi veya kiraya verilmesi yasanın anılan kuralına göre olanaklı değildir. Yukarıda sözü edilen İl Özel İdaresinin 10.10.1996 tarihli kararının nedeni de anılan yasa kuralıdır.
Yapılan bu saptamadan sonra davalı ve karşı davacının istemlerinin değerlendirilmesine gelince;
Karşı davada, işletmenin İl Özel İdaresiyle yapılan 01.11.1996 başlangıç tarihli ve 10 yıl süreli sözleşmeyle kiralandığı, Hazinenin aynı yeri yeniden kiralama yetkisi olmadığı ileri sürülerek Hazineye kira parası adı altında yapılan 2.322,18 YTL’nin iadesi istenmiştir. HUMK.nun 75 ve 76. maddeleri çerçevesinde davalı ve karşı davacının dava dilekçesinde yaptığı açıklamalara bakılırsa dava açmaktaki maksadının, davacı ve karşı davalı Hazine ile olan sözleşmenin dava tarihine kadar yapılan kira ödemelerinin geri verilmesini sağlamak suretiyle iptalini istemek olduğu anlaşılmaktadır. Gerçekten, vurgulandığı şekilde 927 sayılı Kanunun ek 5.maddesi hükmüne göre maden işletmesini ihale suretiyle kiraya vermek yetkisi Hazineye değil, İl Özel İdarelerine ait bulunduğundan ve davalı ve karşı davacı İl Özel İdaresiyle ayrıca
kira sözleşmesi yaptığını iddia ettiğinden, Hazineyle sonradan yapılan sözleşme sebepsiz bir sözleşmedir. Davalı ve karşı davacının yasal dayanağı bulunmayan sözleşmenin etkilerinden kurtulmak için sözleşmenin iptalini istemekte hukuki yararının bulunduğu da çok açıktır. Diğer taraftan, Borçlar Kanununun 108.maddesi gereğince akitten rücu eden alacaklı vaat olunan şeyi vermekten kaçınabileceği gibi daha önce yaptığı ödemelerin geri verilmesini de sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre isteyebilir.
Bütün bu açıklamalardan sonra mahkemece yapılması gereken …, davalı ve karşı davacının varlığını iddia ettiği dava dışı İl Özel İdaresi ile olan 01.11.1996 başlangıç tarihli ve 10 yıllık sürenin sıhhatini dava dışı İl Özel İdaresinden sorup saptamak, bu sözleşme hüküm ve sonuç meydana getirmekte ise davalı ve karşı davacının Hazineyle yaptığı 03.10.1997 günlü sözleşme yasa uyarınca sebepsiz olacağından ve karşı davadaki istemin içinde ileriye sürülen iddia biçimine göre sözleşmenin iptali de bulunduğundan, bu sözleşmeyi iptal etmek, karşı davadaki parasal isteği de Borçlar Kanununun 108.maddesinin ilk fıkrası hükmü doğrultusunda değerlendirip davaları bu şekilde sonuçlandırmak olmalıdır.
Değinilen tüm bu yönler bir yana bırakılarak yanılgılı değerlendirme sonucu istem yazılı olduğu şekilde hüküm altına alındığından karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 07.05.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.