YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/4884
KARAR NO : 2009/5547
KARAR TARİHİ : 04.05.2009
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 24.09.2008 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı kurulması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 30.12.2008 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_K A R A R_
Dava, Türk Medeni Kanununun 747. maddesine dayanılarak açılmış geçit hakkı kurulması istemine ilişkindir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece dava kabul edilmiş, davacının 16 sayılı parseli lehine davalının malik olduğu 15 sayılı parselden krokide … renkle gösterilen A harfli yerden geçit tesis edilmiştir.
Hükmü, davalı temyiz etmiştir.
Geçit davalarında amaç genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısını sağlamaktır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir.
Geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit gereksiniminin nedeni, taşınmazın niteliği ile bu gereksinimin nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması
konusunda genel bir ilke olan fedakarlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır.
Yararına geçit kurulacak taşınmazın tapuda kayıtlı niteliği ve kullanım amacı nazara alınarak özellikle tarım alanlarında, nihayet bir tarım aracının geçeceği genişlikte (emsaline göre 2,5-3 m.) geçit hakkı tesisine karar vermek gerekir. Bu genişliği aşan bir yol verilecekse, gerekçesi kararda dayanakları ile birlikte gösterilmelidir.
Saptanan geçit nedeniyle saptanacak bedel de hükümden önce depo ettirilmelidir.
Kurulan geçit hakkının Türk Medeni Kanununun 748/3. maddesi uyarınca tapu siciline kaydı da gereklidir.
Geçit hakkı kurulmasına ilişkin davalarda davanın niteliği gereği yargılama giderleri davacı üzerinde bırakılmalıdır.
Somut olaya gelince;
Yukarıda sözü edildiği üzere geçit tesisi davalarında davacının sübjektif arzusuna bakmamak gerekir. Geçit davalarında geçit ihtiyacı içersinde olan davacının dava konusu üzerinde tam bir tasarruf yetkisi yoktur. Hakimin kendiliğinden hareketle uygun geçit güzergahını değişik alternatifler üzerinden ve komşuluk hukuku ilkelerine uygun saptaması gerekir. Eldeki davada, bu ilke bir yana bırakılmış davacının sübjektif arzusu üzerine krokide (A) ile gösterilen yerden geçit kurulmuştur.
Mahkemece yapılması gereken …, yerinde yeniden keşif yapılarak (A) ile gösterilen yer dışında davacının geçit ihtiyacını karşılayacak diğer alternatifleri araştırmak, bu konuda bilirkişiden rapor almak geçit belirlenirken fedakarlığın denkleştirilmesi prensibini gözden uzak tutmamak başkaca geçit alternatifleri saptanırsa taşınmaz malikleri hakkında dava açmak üzere davacıya uygun mehil vermek, açıldığı takdirde eldeki dava dosyası ile birleştirmek ve bütün bunlardan sonra çekişmenin esası hakkında bir karar vermek olmalıdır.
Karar açıklanan nedenlerle bozulmalıdır.
Kabule göre de, saptanan geçit bedelinin hükümden önce depo ettirilmemesi, geçit eninin ne olduğunun bilirkişi krokisinde gösterilmemesi ve bu yönün denetlenmemesi, ayrıca davalı tarafın yargılama harç ve giderleri ve bu arada avukatlık ücretiyle sorumlu tutulması doğru olmamıştır.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 04.05.2009 gününde oybirliği ile karar verildi.