Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2009/2588 E. 2009/5644 K. 05.05.2009 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/2588
KARAR NO : 2009/5644
KARAR TARİHİ : 05.05.2009

MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 09.08.2004 gününde verilen dilekçe ile kişisel hakka dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın kabulüne dair verilen 25.12.2008 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davalılar … ve … vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 05.05.2009 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalılar vekili Av…. ve davalı asil … ile karşı taraftan davacı vekili Av…. geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tarafların sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. … karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, arsa sahibi ile yüklenici arasındaki arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesi gereğince yükleniciden temlik alınan bağımsız bölümün tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davalı arsa sahipleri, yüklenicinin edimlerini yerine getirmediğini, davanın reddini savunmuşlardır.
Davalı yüklenici, savunmada bulunmamıştır.
Mahkemece, dava kabul edilmiştir.
Hükmü, davalı arsa sahipleri temyiz etmiştir.
Arsa sahibi ile arasında arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesi bulunan yüklenicinin şahsi hakkını üçüncü kişiye temlik etmesi halinde üçüncü kişinin ifa talep edip edemeyeceğinin saptanmasında; öncelikle yüklenicinin edimini (eseri meydana getirme ve teslim borcunu) yerine getirip getirmediğinin, ardından sözleşme hükümlerindeki diğer borçlarını ifa edip etmediğinin açıklığa kavuşturulması zorunludur.
Davalılar arasındaki biçimine uygun düzenlenen 09.07.2002 tarihli sözleşmenin 11. maddesinde teslimin iskan koşuluna bağlandığı, hukuki şartlar
başlıklı bölümün 1. maddesinde ise SSK prim ve vergi borçlarının yükleniciye ait olacağı hükümlerinin bulunduğu görülmektedir. Sözleşmenin teslimin iskan alınması şartı ile yapılacağına dair hükmü HUMK.nun 287. maddesince delil sözleşmesi niteliğindedir. Teslim yapıya iskan raporu alınarak yapılmadan sözleşmedeki edimlerin yerine getirildiğinin, dolayısıyla üçüncü kişiye temlik eden yüklenicinin borçlarını ifa ettiğinin kabulüne olanak yoktur.
Esasen, bir bina yapımından maksat, o binanın sözleşmesine, fenne ve amacına uygun meydana getirilmesidir. Sözleşmedeki sonuç hedefe ancak bu şekilde ulaşılabilir. Oysa mahkemece, binanın bilim ve fenne, sözleşmeye uygun imal edilip edilmediği, dolayısıyla yapıya iskan ruhsatı alınabilmesi için bir engelin bulunup bulunmadığı araştırılmamış, bilirkişiler de bu konuda bir düşünce belirtmemiştir. Diğer taraftan, inşaatın SSK prim borçları ve diğer vergi borçlarının ne olduğu da sorulup saptanmamıştır. Her ne kadar arsa sahiplerinin teminat amacıyla tuttukları bağımsız bölümün bilirkişilerce belirlenen değeri yapıdaki ortak yerler ile arsa sahiplerine düşen bağımsız bölümlerdeki eksik ve ayıplı işler bedeli ile kira alacaklarının üzerinde ise de, bu miktarın yüklenicinin sorumlu olduğu SSK prim borçları ile vergi borçlarını da karşılayıp karşılayamayacağı belli değildir.
Bütün bu açıklamalara göre mahkemece yapılması gereken …; yapıya ait belediyedeki işlem dosyasından da yararlanarak yerinde yeniden keşif yapmak, yapının tasdikli projeye uygun meydana getirilip getirilmediğini, dolayısıyla iskan alınmasına engel bir hali olup olmadığını bilirkişilere tespit ettirmek, iskan masraflarından sözleşme gereği yüklenici sorumlu olduğundan bunların mali tutarını yetkili merciden sormak, bu arada binanın vergi borçları varsa bunların ne olduğu ve tutarlarını araştırmak, Borçlar Kanununun 81 ve 167. maddeleri hükümleri gereğince bu tutarlardan yüklenicinin temlik işleminde bulunduğu davacı üçüncü kişi de sorumlu olduğundan arsa sahiplerinin farklı bir alacakları olursa bunu da davacıya depo ettirmek, böylelikle oluşacak sonuca uygun bir hüküm kurmak olmalıdır.
Eksik inceleme ve araştırmaya dayalı kararın açıklanan bütün bu sebeplerle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın BOZULMASINA, 625.00 TL. Yargıtay vekalet ücretinin davacıdan alınarak arsa sahibi davalılara verilmesine, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, 05.05.2009 tarihinde oybirliği ile karar verildi.