YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/1864
KARAR NO : 2009/2674
KARAR TARİHİ : 04.03.2009
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 10.10.2007 gününde verilen dilekçe ile tapuda kayıt düzeltilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 23.09.2008 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar, miras bırakanları “… oğlu …’a” ait dava konusu taşınmazların bir kısmında miras bırakanlarının soyadının hiç yazılmadığını bir kısmında ise “…” olarak yazıldığını ileri sürerek tapu kaydının düzeltilmesini, ayrıca tapunun beyanlar hanesinde yazılı “ailesi efradı vardır” belirtmesinin de terkinini istemişlerdir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hükmü, davalı idare vekili temyiz etmiştir.
1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya kapsamına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş ve reddi gerekmiştir.
2-Davalı, beyanlar hanesinde yazılı “ailesi efradı vardır” belirtmesinin terkini istemiyle daha önce açılan davanın reddedilerek kesinleştiğini savunmuş, buna ilişkin Uzunköprü Asliye Hukuk Mahkemesinin 1992/5-533 sayılı ilamını dosyaya ibraz ederek bu istemin kesin hüküm nedeniyle reddini istemiştir.
Hukuk düzeninde istikrar sağlama amacı taşıyan kesin hüküm, hükme karşı yasa yollarının tükenmesi (şekli anlamda kesin hüküm) ve taraflar arasındaki hukuki ilişkinin bir daha dava konusu yapılmaması (maddi anlamda kesin hüküm) şeklinde hukuk yargılama sistemimizde yer almaktadır.
Şekli anlamda kesinleşmeyi zorunlu kılan, taraflar arasındaki hukuki ilişkinin yeniden dava konusu yapılamaması amacını güden maddi anlamda kesin hüküm HUMK’nun 237. maddesinde düzenlenmiştir. Anılan maddeye göre kesin hükmün oluşabilmesi için; davanın konusunun, sebebinin ve taraflarının aynı olması gerekir.
Bu nedenle, mahkemece kesin hüküm teşkil ettiği ileri sürülen 1992/5-533 sayılı dosya celp edilerek evrak arasına konulduktan sonra yukarıda açıklandığı şekilde kesin hüküm bulunup bulunmadığı ve belirtmenin dayanağı da incelenmek suretiyle sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir.
Eksik araştırma ve soruşturma ile belirtmenin terkini isteminin kabulü usul ve yasaya aykırı olup karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda (1). bentte yazılan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, (2). bentte yazılı nedenlerle hükmün BOZULMASINA, 04.03.2009 tarihinde oybirliği ile karar verildi.