YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/11974
KARAR NO : 2009/12791
KARAR TARİHİ : 12.11.2009
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı tarafından, davalı aleyhine 30.12.2008 gününde verilen dilekçe ile tapu kaydında isim düzeltilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 04.06.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, 1478 ve 1483 parsel sayılı taşınmazların maliki … kızı … ‘in isminin tapuda … kızı … olarak geçtiğini ileri sürerek nüfus kaydına uygun olarak “… kızı …” olarak düzeltilmesini istemiştir.
Davalı, davacının iddiasını kanıtlamasını talep etmiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hükmü davalı temyiz etmiştir.
Dava, tapu kaydına yanlış yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesi isteğine ilişkindir.
Taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin isim, soy isim, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Bu tür davalarda kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir.
Tapu Sicil Müdürlüğüne husumet yöneltilerek açılması gereken kayıt düzeltme davalarında, mahkemece sağlıklı bir inceleme yapılmalı, kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanmalıdır. Bu saptama yapılırken de aşağıda açıklanan yöntem izlenmelidir.
1-Düzeltilecek tapu kaydı tüm dayanakları ile birlikte getirtilmelidir.
2-Nüfus Müdürlüğünden, kayıtta geçen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişinin kaydının bulunup bulunmadığı sorulmalı, kaydı
./..
2009/11974 – 12791 – 2 –
düzeltilecek kişinin nüfus kaydı, tapu ve dayanakları ile bağlantı oluşturacak şekilde incelenmeli, gerekirse kök kayıtlar da istenmelidir.
3-Taşınmazın bulunduğu mahalde kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır.
4-İstem konusunda tanık dinlenmelidir.
5-Tüm bu araştırmalar sonucu hala kesin bir kanaat oluşmamış ise, tanıklar ve varsa tespit bilirkişileri de taşınmaz başında dinlenerek keşif yapılmalıdır.
Açıklanan bu hususlar çerçevesinde yapılacak inceleme ve araştırma sonucu, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında davanın kabulü yoluna gidilmelidir.
Davanın niteliği gereğince, yargılama harcı ve vekâlet ücreti maktu olarak belirlenmelidir.
Tapu Sicil Müdürlüğü de yasal hasım olduğundan yargılama giderlerinden sorumlu tutulmamalıdır.
Bu ilkeler ışığında somut olaya gelince; Dava konusu 1478 ve 1483 parsel sayılı taşınmazların 29.03.1979 tarihinde yapılan tapulama çalışmaları sonucu senetsizden … kızı … adına tescil edildiği anlaşılmıştır. Davacı, malikin gerçek isminin … kızı… olduğu halde tapulama sırasında isminin hatalı yazıldığını ileri sürmüştür. Mahkemece tanık dinlenmiş, zabıta araştırması yapılarak davanın kabulüne karar verilmiştir. Ancak, mahkemece yapılan araştırma sonucu elde edilen kanıtlar davanın kabulü için yeterli değildir. Kayıt malikinin baba ismi ve soyadı tamamen değişmektedir. Yukarıda da değinildiği gibi mülkiyet nakline sebebiyet vermemek amacıyla malikin adının hatalı yazıldığı iddiasının kuşkuya yer vermeyecek şekilde kanıtlanması gerekir. Bunun için gerekirse mahkemece taşınmaz başında keşif yapılarak tanık ve varsa tutanak bilirkişileri de dinlenmek suretiyle sonuca gidilmelidir. Eksik araştırma ile karar verilmiş olması doğru görülmediğinden hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, 12.11.2009 tarihinde oybirliği ile karar verildi.