YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/11248
KARAR NO : 2009/12712
KARAR TARİHİ : 12.11.2009
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 16.01.2009 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali, yol olarak terkin ve elatmanın önlenmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 26.06.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, kadastro sırasında senetsizden tescil edilen 130 ada 1 parsel sayılı taşınmazın 80.22 metrekarelik kısmının kadim yol olduğunu ileri sürerek bu kısmın tapu kaydının iptali ile yol olarak tescil harici bırakılmasını ve burada bulunan binanın yıkılmasını istemiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece tapu iptali ve yol olarak terkin isteminin kabulüne, yıkım isteminin ise feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı temyiz etmiştir.
Burada öncelikle belirtilmelidir ki, HUMK.nun 76. maddesi ve 4.6.1958 tarihli 15/6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince hakim sadece tarafların ileri sürdükleri maddi vakıalar ve netic-e talepleri ile bağlıdır. Tarafların tavsifleriyle bağlı olmayan hakimin önüne gelen uyuşmazlıkta kanun hükümlerini doğrudan uygulayarak bir sonuca ulaşması gerekir. Diğer yandan, HUMK.nun 74.maddesi uyarınca da yasalardaki ayrık durumlar hariç hakim her iki tarafın iddia ve müdafaaları ile bağlı olarak ve onunla sınırlı olmak üzere hüküm verebilir. Bu bakımdan, hakimin … bir sonuca varması, önüne gelen uyuşmazlıkta tarafların anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları çözmesi ile mümkündür. Esasen, HUMK.nun 363. vd. maddelerinde öngörülen keşif
./..
2009/11248-12712 -2-
işleminin amacı da budur. Kısaca keşif münazaalı mahallin yerinde görülmesi, dava konusunun neresi olduğunun taraflara sorularak saptanması ve gösterilen yerin birlikte bulundurulan teknik bilirkişiye krokisine işaretlenmesinin sağlanması amacıyla yapılır. Keşifte tapu kaydının hudutlarını belirlenmesi işi de teknik bilirkişiye değil o yöreyi iyi bilen yerel bilirkişilere ait bir görevdir.
Bu genel açıklamalardan sonra somut olaya gelince;
Davalıya ait 148.44 metrekare yüzölçümlü 130 ada 1 parsel sayılı taşınmaz 2000 yılında yapılan kadastro sırasından kazandırıcı zaman aşımı zilyetliği nedeniyle … adına tescil edilmiş; davalı 08.12.2006 tarihinde tapudan satın almıştır. Görülüyor ki, davacı kadim yol iddiasına, davalı ise kazandırıcı zaman aşımı zilyetliğine dayanmaktadır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümlenebilmesi için çekişme konusu yerin kadim yol olup olmadığının saptanması gerekir. Mahkemece dava konusu taşınmazın 80.22 metrekarelik kesiminin kadim yol olduğu kabul edilerek istem kabul edilmiş ise de, mahallinde yapılan keşif, yerel bilirkişi ve tanık anlatımları hüküm kurmaya yeterli değildir.
Hal böyle olunca mahkemece; öncelikle dava konusu taşınmazın etrafındaki parseller ve yolları gösterir şekilde pafta örneği ile tüm komşu parsellerin tutanak suretleri ile varsa dayanak tapu kayıtları getirtilmeli, geçerli belgeler toplandıktan ve o yöreyi iyi bilen yaşlı ve tarafsız bilirkişi isimleri saptandıktan sonra, kroki çiziminde yararlanılacak teknik bilirkişi de hazır edilmek suretiyle keşif kararı verilmeli, evvela davanın taraflarına çekişme konusu yer sorulmalı, üzerinde anlaşmazlık çıkartılan bu yer teknik bilirkişiye işaret ettirilmeli, komşu parsellerin varsa dayanak kayıtları okunmak suretiyle kayıttaki her sınır yerel bilirkişilerden sorularak arazi üzerinde tespit edilmeli ve yerel bilirkişiler ile tanıklardan çekişme konusu yerin evveliyatı hakkında açıklayıcı bilgi alınmalıdır. Bu surette çekişmeli yerin eskiden beri kadim yol mu yoksa köy içinde bulunan boşluklardan mı olduğu, bir kısmı kadim yol bir kısmı köy boşluğu ise bu sınırlar zeminde yerel bilirkişilerin gösterdikleri sınırlara göre teknik bilirkişiye krokide işarettirilmeli ve çekişmeli yerin niteliği saptanmalıdır.
Kadim yolların zilyetlikle iktisabının mümkün olmadığı, köy içinde bulunan boşlukların zilyetlikle iktisabının mümkün olduğu da nazara alınmak suretiyle tüm bu araştırmalardan sonra hasıl olacak sonuça göre bir karar verilmelidir.
../..
2009/11248-12712 -3-
Eksik araştırma ve inceleme ile davanın kabulü doğru olmadığından karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz itirazlarının yukarıda açıklanan nedenlerle kabulü ile hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin yatırılan temyiz harcının yatırana iadesine, 12.11.2009 tarihinde oy birliği ile karar verildi.