YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2008/5148
KARAR NO : 2008/5852
KARAR TARİHİ : 05.05.2008
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 22.01.2007 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 24.12.2007 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı … tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi istemi ile açılmıştır.
Davalılar, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, istek hüküm altına alınmış, 25.06.2007 tarihli rapor ekindeki krokide (A) ve (B) harfli yerlere davalıların müdahalelerinin men’ine karar verilmiştir.
Hükmü, davalılardan … temyiz etmiştir.
HUMK.nun 363 ve devamı maddelerinde düzenlenen keşiften amaç münazalı yerin hakim nezaretinde tarafların huzuru ile incelenmesi ve bu inceleme sonucu davanın çözümüne yarar bilirkişi görüşünün sağlanmasıdır. Bu gibi taşınmaza haksız elatmadan kaynaklanan davalarda yerel bilirkişinin görevi mahkeme heyetine taşınmazı ve özelliklerini tanıtmak, Fen (teknik) bilirkişinin görevi, tarafların münazalı alan olarak gösterdikleri yeri taşınmazın çap kaydı içerisinde işaret etmektir. Kısaca söylemek gerekirse, ne mahalli bilirkişinin ve ne de fen bilirkişisinin bir taşınmaza elatmanın olup olmadığı konusunda beyanda bulunma yetkileri yoktur.
Bir taşınmaza Hukuka aykırı elatma, maddi bir olay olduğundan, elatmanın varlığını ve elatılan yerin büyüklük alanını ispat yükü Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesi hükmünce bu iddiada bulunan davacıya düşer ve bu iddia tanık sözleriyle ispatlanabilir. Nitekim davacı, dava dilekçesinde “tanık” deliline dayanmıştır.
Bu durumda mahkemece yapılması gereken iş; davacıdan, dilekçesinde bildirdiği tanıkların isimlerini sorup saptamak, tanık isimleri verilirse bunlara HUMK.nun 258. maddesine uygun yöntemle taşınmaz başında dinlemek, tanıklar haksız elatmanın varlığını söylerlerse hazır bulundurulacak teknik bilirkişiye elatıldığı söylenen yeri krokisinde işaretletmek, bundan sonra hasıl olacak sonuca uygun bir hüküm kurmak olmalıdır.
Mahkemece tüm bu anlatımlar bir yana bırakılarak elatmanın varlığı yöntemince kanıtlanmış gibi istem hüküm altına alındığından karar bozulmalıdır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde temyiz eden davalı …’a iadesine, 05.05.2008 tarihinde oybirliği ile karar verildi.