YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2008/4385
KARAR NO : 2008/4956
KARAR TARİHİ : 10.04.2008
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı tarafından, davalı … aleyhine 20.06.2006 gününde verilen dilekçe ile dahili davalı ….. aleyhine 12.02.2007 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı tesisi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; … yönünden davanın husumetten reddine, dahili davalı ……yönünden davanın kabulüne dair verilen 30.10.2007 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ve dahili davalı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, Türk Medeni Kanunu’nun 747. maddesine dayalı geçit hakkı tesisi istemi ile açılmıştır.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın görüldüğü aşamada aleyhine geçit kurulması istenen 23 parsel sayılı taşınmaz tapu ile davaya dahil edilen …..’ye temlik edildiğinden, önceki davalı … hakkındaki davanın husumet noktasından reddine, 24.04.2007 günlü krokide B harfi ile gösterilen 23 parsel üzerinden davacı taşınmazı lehine geçit tesisine karar verilmiştir.
Hükmü, davaya dahil edilen 23 parsel maliki ….. ile önceki davalı temyiz etmiştir.
1-Dava 20.06.2006 tarihinde açılmış, davanın görüldüğü aşamada mülkiyet 31.07.2006 tarihinde davaya dahil edilene geçirilmiş, HUMK.nun 186.maddesi hükmünce işlem yapılarak yeni malik aleyhine davaya devam edilmiş, temyiz eden Mustafa’nın böylelikle davada hasım olma ehliyeti kalmamıştır. Bu nedenlerle hukuki yararı bulunmadığından davalı …’nın temyiz isteminin reddi gerekmiştir.
2-Davaya dahil edilen …..’nın temyiz itirazlarına gelince;
Geçit hakkı kurulması istemine ilişkin davalarda amaç genel yola ulaşım olanağı bulunmayan taşınmazların yol ihtiyacını karşılamaktır. Gerçekten, 22 parsel sayılı taşınmazın mutlak geçit ihtiyacı içinde bulunduğu açık-seçiktir.
Geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak geçit güzergahı belirlenirken komşuluk hukukunun fedakarlığın denkleştirilmesi prensibi hiçbir zaman gözden kaçırılmamalıdır. Denilebilir ki, geçit kurulmasına ilişkin davalarda davacının tam bir tasarruf hakkı yoktur. O yüzden, uygun geçit güzergahı saptanırken davacının subjektif isteğine bakılmamalı, geçit az yukarıda sözü edilen fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesi gözetilerek objektif ölçülere uygun belirlenmelidir.
Bu genel açıklamalardan sonra somut olaya gelince;
Dava konusu 23 parsel sayılı taşınmaz 4635.05 m2 yüzölçümündedir. Paftasından bu parsele komşu ve dava edilmeyen 21 parsel yüzölçümünün 23 parselden çok daha büyük ve 24.411.30 m2 olduğu görülmektedir. Fedekarlığın denkleştirilmesi prensibi bu parsel üzerinden de geçit alternatifinin değerlendirilmesini gerektirmektedir. Nitekim, 24.04.2007 tarihli bilirkişi raporunda mahkemeye bu güzergah da alternatif olarak sunulmuştur.
Bu açıklamalardan sonra mahkemece yapılması gereken iş, davacıya 21 parsel içinde dava açmak üzere önel vermek, dava açılırsa eldeki dava dosyasıyla birleştirmek, geçit alternatifini yeniden keşif yapılarak 21 parsel veya 21 ve 23 parsellerin ortak sınırında da aramak bu araştırma ve incelemede yapılarak sonucuna uygun hüküm kurmak olmalıdır.
Değinilen yönlerin gözetilmemesi bozmayı gerektirir.
SONUÇ : Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle önceki malik davalının temyiz isteminin reddine, hükmün 2. bent uyarınca BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 10.04.2008 tarihinde oybirliği ile karar verildi.