Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2008/4217 E. 2008/5093 K. 14.04.2008 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2008/4217
KARAR NO : 2008/5093
KARAR TARİHİ : 14.04.2008

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 12.03.2007 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 25.10.2007 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı … tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, Türk Medeni Kanununun 724. maddesine dayalı temliken tescil istemi ile açılmıştır.
Davalılar, savunmada bulunmamıştır.
Mahkemece, dava kabul edilmiştir.
Hükmü, davalılardan … temyiz etmiştir.
508 m2 yüzölçümündeki 532 parsel sayılı taşınmaz intikal nedeniyle verasette iştirak hükümlerine göre davalılar adına tapuda kayıtlıdır. Taşınmazın kadastroca ….. adına tespit ve tescil edildiği, davalıların……’in mirasçıları olduğu görülmektedir.
Gerçekten, yukarıda anılan yasa hükmüne göre Türk Medeni Kanunu’nun 718. maddesine yasal sınırlama getirilmiş, bazı koşulların varlığı halinde zemin ile üzerindeki yapı arasında bağlantı kesilerek arazi üzerindeki yapı sahibine bulunduğu taşınmaza malik olma olanağı tanınmıştır.
Bir kimsenin Türk Medeni Kanunu’nun 724. maddesine sığınarak yasanın bina sahibine tanıdığı haktan yararlanabilmesi için aranan en önemli koşul bina sahibinin inşaatın başından bitimine kadar iyiniyetli olması, diğer bir anlatımla zeminin kendisine ait olduğu ya da 05.07.1944 tarih 12/26 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında belirtildiği üzere mülkiyetin ilerde kendisine geçirileceği inancı ile hareket etmesidir. Bu unsura doktrin ve uygulamada “subjektif koşul”da denilmektedir. Somut olayda ise; dava konusu taşınmaz 29.06.1969 tarihinde çapa bağlanarak tapuya tescil edilmiştir. Davacı, çapın tespit maliki babası …’a ait olduğunu bildiği halde çap kapsamına bina yaptığından iyiniyetli olarak kabulü olanaklı değildir.
Mahkemece, yapılan bu saptama doğrultusunda istemin reddi yerine hüküm altına alınması doğru olmadığından karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 14.04.2008 tarihinde oybirliği ile karar verildi.