Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2008/3855 E. 2008/4985 K. 11.04.2008 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2008/3855
KARAR NO : 2008/4985
KARAR TARİHİ : 11.04.2008

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar, arasındaki vakıf şerhinin terkini davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda … ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 26.11.2007 … ve 2007/14421-14818 sayılı ilamiyle bozulmasına karar verilmişti. Süresi içinde davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

_K A R A R_

Dava, 2215 ada 3 ve 4 numaralı parseller kaydındaki «… … Vakfı» şerhinin terkini istemiyle açılmıştır.
Davalı … İdaresi davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece dava kabul edilmiştir.
Hüküm davalı …’nün temyizi üzerine Dairemizin 26.11.2007 … ve 2007/14421-14818 sayılı ilamlarıyla ve ilamda yazılan nedenlerle bozulmuştur.
Davacı karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Gerçekten; yapılan incelemede davacının 2215 ada 4 parselde 2375/2400 payı bulunduğu, açtığı tapu iptali ve tescil davası sonunda 4 parselin bütünüyle davacı adına tesciline karar verildiği, 2215 ada 3 parseldeki kayıt maliklerinden … … adına olan 494/1145 payın da davacı adına tescilinin hüküm altına alındığı görülmektedir. Kısaca davacı 2215 ada 3 parselde 499/1145, 4 parselde ise tam pay olarak maliktir. Bu saptamaya göre, davacının her iki parseldeki vakıf şerhinin terkinini istemekte hukuki yararı bulunduğu açık-seçiktir. Bu nedenle karar düzeltme istemi kabul edilmelidir.
Çekişmenin esasına gelince;
Mahkemece, 10 yılık hak düşürücü süre geçtiği gibi «… … Vakfı» nın bilirkişi raporuyla gayrisahih vakıf olduğu saptandığından, istek hüküm altına alınmıştır.
Hükmü davalı … İdaresi temyiz etmiştir.
5737 Sayılı … Kanunu 27.02.2008 tarihli Resmi Gazetede yayınlanmış ve aynı tarihte yürürlüğe girmiştir. Yasanın geçici 5.maddesi hükmüne göre vakıf şerhleri ile ilgili devam etmekte olan davalarda diğer kanunlarda yer … zaman aşımı ve hak düşürücü sürelere ilişkin hükümlerin bu kanun açısından uygulanmayacağı kuralı getirildiğinden burada 3402 Sayılı Kadastro Kanununun 12/3.maddesinde öngörülen on yıllık hak düşürücü sürenin dolayısı ile 02.04.2004 tarih ve 1/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu kararının uygulanma olanağı yoktur.
Az önce sözü edilen ve 27.02.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5737 Sayılı … Kanununun 18.maddesi hükmünce; miri arazilerden mukataalı hayrata tahsis edilmeyenler ile aşar ve rüsumu vakfedilen taşınmazlar dışındaki icareteyn ve mukataalı vakıf şerhi bulunan … ve tüzel kişilerin mülkiyetinde veya tasarrufundaki taşınmazlar taviz bedeline tabidir. Yasanın 3.maddesinde yapılan tanıma göre de, Mukataalı vakıf: zemini vakfa üzerindeki yapı ve ağaçlar tasarruf edene ait olan ve kirası yıllık olarak alınan vakıf taşınmazlarını, icareteynli vakıf ise; değerine yakın peşin ücret ve ayrıca yıllık kira alınmak suretiyle süresiz olarak kiralanan vakıf taşınmazlarını ifade eder. Hal böyle olunca somut uyuşmazlığının çözümü için, kayda işlenen «… … Vakfı»mukataalı veya icareteynli vakıf olup olmadığının veya miri arazilerde mukataalı hayrata tahsis edilmeyen ile aşar ve rüsumu vakfedilen taşınmazlardan bulunup bulunmadığının yöntemince araştırılması gerekir.
Dosyada bulunan her iki raporda vakfın niteliğinin belirlemesi açısından hüküm kurmaya elverişli bulunmamaktadır.
Vakfiye kapsamındaki her taşınmazın coğrafi konumu ve hukuki durumu ayrı ayrı olacağından bu taşınmazların kadim köy, kasaba ya da şehir içindeki mülk topraklar içinde olup olmadığının dosya üzerinde yapılan bilirkişi incelemesiyle ortaya çıkartılması doğru olmaz. O yüzden incelemenin keşfen yapılması taşınmazın konumunun düzenlenecek paftada kadim köy ve kasaba ya da şehirlere göre haritasında işaret edilmesi vakfın niteliği hakkında bu belirlemeden sonra görüş bildirilmesi gerekir.
Bütün bunlardan anlaşılacağı üzere vakıf türünün belirlenmesi ve belirlenen vakıf türüne göre çekişmeli taşınmazda vakfın bir hakkının kalıp kalmadığının, taviz bedeli ödenip ödenmeyeceğinin vakıf şerhinin doğrudan kaldırılması gerekip gerekmediğinin hiçbir kuşkuya yer bırakmadan saptanması bu tür davalarda önem kazanmaktadır.
Hal böyle olunca vakıflara ait tapu kaydı ilk tesisinden getirtilmeli, vakıf durumunu gösterir kayıtlar ve dayanılan diğer belgeler merciinden istenmeli, … Genel Müdürlüğünden kayda işaret edilmiş vakfın türü hakkında bilgi alınmalı ve HUMK.nun 275. maddesi uyarınca yukarıdan beri sayılan ilkeleri kapsar biçimde Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk kürsüsünden tayin olunacak bilirkişi görüşüne başvurularak sonucuna uygun bir hüküm kurulmalıdır.
Mahkemece bu yönler üzerinde durulmaksızın dava eksik inceleme ve araştırma sonucu kabul edildiğinden, hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının karar düzeltme isteminin kabulü ile bozmaya ilişkin Dairemizin 26.11.2007 tarih 2007/14421-14818 sayılı ilamının KALDIRILMASINA, ve hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, karar düzeltme red harcının yatırana iadesine, 11.04.2008 gününde oybirliği ile karar verildi.