Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2008/15501 E. 2009/2623 K. 03.03.2009 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2008/15501
KARAR NO : 2009/2623
KARAR TARİHİ : 03.03.2009

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 02.06.2006 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın reddine dair verilen 18.06.2008 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 03.03.2009 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı ile karşı taraftan davalı … vekili Av…. geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi. DuRuşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R

Dava, 25 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki binanın birlikte yapıldığı, ancak kat irtifakında bağımsız bölümlerin davalılar adına tesis edildiği iddiasıyla 25 parseldeki bağımsız bölümlerin yarı payının iptal ve tescili istemi ile açılmıştır.
Davalılar, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, dava reddedilmiştir.
Hükmü, davacı temyiz etmiştir.
Dosyada yer alan bilgi ve belgelerden bahçeli kargir ev niteliğindeki 146.23 m2 yüzölçümlü 148 ada 26 parselin davacı adına, 133.93 m2 yüzölçümlü başlangıçta arsa niteliğindeki 25 sayılı parselin davalılar adına kayıtlı olduğu 19.06.1969 tarihli kadastro işlemlerinde 26 parselin beyanlar hanesine üzerindeki evin 25 parsele ve yola tecavüzlü olduğu belirtmesinin yapıldığı anlaşılmaktadır. 16.01.1974 tarihinde 25 ve 26 sayılı parseller üzerine inşaat yapılmak üzere inşaat ruhsatı verilmiştir. 27.10.2004 tarihinde ise 25 parsel üzerine yapılan bina üzerine kat irtifakı kurulmuş, binadaki 3 bağımsız bölüm davalılar adına tescil edilmiştir. Davacı, aslında 26 ve 25 parsellere yapılan binanın birlikte yapıldığını, oysa kat irtifakı tesis edilirken kendisine pay verilmediğini iddia ederek eldeki davayı açmıştır.
Burada öncelikle üzerinde durulması gereken husus, mülkiyet hakkının içeriğinin tespitidir. Gerçekten, Türk Medeni Kanununun 683. maddesine göre ancak bir şeye malik olan kimse o şey üzerinde yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir. Malik malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı haksız elatmanın önlenmesini isteyebilir. Çapa bağlı taşınmazlarda ise mülkiyet hakkı plan sınırları ile sınırlıdır. Öte yandan, Türk Medeni Kanununun 684. maddesine göre bir şeye malik olan kimse o şeyin bütünleyici parçalarına da maliktir. Yasanın 718. maddesine göre de mülkiyet hakkının kapsamına yapılar, bitkiler ve kaynaklar da girer.
Mülkiyet hakkının içeriğine ilişkin bu genel açıklamalardan sonra somut olaya gelince;
Yukarıda sözü edildiği üzere davacı çapa bağlı 26 sayılı parselin, davalılar ise 25 sayılı parselin malikidir. Mevcut tecavüzler nedeniyle yasaya göre kurulması mümkün olmayan kat irtifakı davalıların maliki olduğu 25 parsel için kurulmuştur. Üzerinde hak iddia edilen binanın ise hem 25, hem de 26 sayılı parseller üzerinde bulunduğu, üstelik yola tecavüzlü olduğu anlaşılmaktadır. Davacı, maliki olmadığı 25 sayılı parsel için kurulan kat irtifakına göre mülkiyet iddiasında bulunamayacağından davanın reddi usul ve yasaya uygundur. Eldeki davada, mülkiyet istemi dinlenemez ise de, davacının 26 parsel çap kaydı kapsamında kalan binanın yıkımını istemesi Türk Medeni Kanununun 683. maddesine göre olanaklıdır.
Yapılan yargılamaya, toplanan deliller ve tüm dosya içeriğine göre, davacının bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun hükmün ONANMASINA, 625.00 TL. Yargıtay duruşma vekillik ücretinin davacıdan alınarak vekille temsil olunan davalı …’e verilmesine, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, 03.03.2009 tarihinde oybirliği ile karar verildi.