YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2008/15236
KARAR NO : 2009/153
KARAR TARİHİ : 19.01.2009
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 18.08.2005 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 22.05.2008 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı … vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, dava konusu taşınmazın müvekkiline 775 Sayılı Kanun uyarınca tahsis ve adına tescil edildiğini ancak daha sonra aynı kanununun 27. maddesindeki yükümlülükleri yerine getirmediği gerekçesiyle davalı … tarafından tahsis encümen kararı ile iptal edilerek, taşınmazın tekrar davalı adına tescil edildiğini, davalı yönetimin dayandığı encümen kararının idare mahkemesi kararı ile iptal edildiğini ve hükmün kesinleştiğini iddia ederek davalıya ait tapu kaydının iptali ile davacı adına tescilini istemiştir.
Davalı … vekili, davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmadığını savunmuştur.
Mahkeme, davanın kabulüne karar vermiştir.
Hükmü, davalı … vekili, temyiz etmiştir.
Dava, tahsise dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre; 19.04.2006 tarihinde mahallinde yapılan keşif sırasında mahalli bilirkişi olarak dinlenen … … taşınmazın dava tarihi itibariyle dönüm değerinin 5000 YTL civarında olduğunu beyan etmiştir. Her ne kadar bu beyan esas alındığında taşınmazın değeri sulh hukuk mahkemesinin görev sınırları içinde kalmakta ise de; aynı kişinin mülk sahibi sıfatıyla katıldığı, inşaat mühendisi …
…, … mühendisi … Karaslan tarafından da imzalanan 10.05.2006 günlü gerekçeli üç kişiden oluşan bilirkişi heyeti raporuna göre nizalı taşınmazın dava tarihindeki değerinin sulh hukuk mahkemesinin görev sınırını aştığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda mahkemece HUMK.nun 8. maddesi uyarınca davanın değer itibari ile Sulh Hukuk Mahkemesinin görev sınırını aştığı ve bu hususun resen nazara alınması gerektiği düşünülerek dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmesi gerekirken esas hakkında hüküm kurulması doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Davalı vekilinin temyiz itirazlarının yukarıda yazılı nedenle kabulü ile hükmün BOZULMASINA, diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 19.01.2009 gününde oybirliği ile karar verildi.