YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2007/9108
KARAR NO : 2007/10531
KARAR TARİHİ : 21.09.2007
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 10.8.2004 gününde verilen dilekçe ile beyanlar hanesindeki belirtmenin terkini istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına dair verilen 22.7.2005 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar 14 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki B Blok 1, 2, 3 ve 5 numaralı bağımsız bölümlerin maliki olduklarına taşınmazları satın aldıktan sonra beyanlar sütununa “Devrek Asliye Hukuk Mahkemesinin 20.4.1999 tarih, 1996/264 esas, 1999/184 karar sayılı 22.3.2004 tarihinde kesinleşmiş kararı vardır” şeklinde kayıt düşüldüğünü ileri sürerek bu kaydın terkinini istemiştir.
Yargılama aşamasında kayıt terkin edildiği için mahkemece davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına şeklinde hüküm kurulmuş, yargılama giderlerinden de davalı sorumlu tutulmuştur. Hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
“Beyanlar” başlıklı 4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun 1012 madde hükmü “Bir taşınmazın eklentileri, malikin istemi üzerine kütükteki beyanlar sütununa yazılır. Bu kaydın terkini, kütükte hak sahibi görünen bütün ilgililerin rızasına bağlıdır. Taşınmaz mülkiyetine ilişkin kamu hukuku kısıtlamalarının beyanlar sütununa yazılması ve bu sütuna yazılabilecek diğer hususlar tüzükle belirlenir. Özel kanun hükümleri saklıdır” şeklindedir. Yasanın sözü edilen bu hükmü uyarınca genellikle tapu kütüğüne yazılarak alenileştirilmesinde fayda umulan hukuki ilişki ve fiili durum şeklinde tarif edilen her beyanın tapu kütüğünün beyanlar hanesinde gösterebilme olanağı yoktur. Başka bir anlatımla, tapu kütüğünün beyanlar hanesine «beyanda» bulunulabilmesi için ya Medeni Kanunda bir hüküm olması, veya özel kanunlarda bu konuda bir hükme yer verilmesi, yahut Tapu Sicil Tüzüğünde bir düzenleme yapılmış olması gerekir.
Bunlar dışında yasal düzenlemelerdeki belirsizlikler nedeniyle Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü genelgeleri ile açıklayıcı nitelikteki, bina yapılamaz beyanı, yıkım kararları, uygulanamayan mahkeme ilamları, orman içi binalar, da beyanlar sütununa işaretlenebilir.
Birbirinden farklı konularda beyanlar sütununa yapılan kayıtların bazıları, üçüncü kişilerin iyiniyetini bertarafa yararken, bazıları ilgilisi yararına karine yaratır, bazıları ise taşınmaza bağlı bir ayni hakkı yada şahsi hakkı açıklarken bazı beyanlarda kamu hukukundan kaynaklanan kısıtlamaları açıklar. Bir diğer anlatımla, beyanın niteliğine göre beyana bağlanan sonuç değişmektedir.
Gerek metni yukarda yazılan Türk Medeni Kanunun 1012. ve gerekse Tapu Sicil Tüzüğünün 60. maddelerinden görülmektedir ki, mevzuatın yazılmasına izin vermediği bir belirtmenin kütüğün beyanlar sütununda gösterilebilme olanağı yoktur. Bu genel açıklamalardan sonra somut olaya dönüldüğünde;
… beyanda belirtilen mahkeme hükmünü kayıt maliklerinin farklı olması nedeniyle infaz edememiş ve bu nedenle hükmü yasaya uygun şekilde beyanlar sütununa kaydetmiş ve ilgililere de dava açmaları yönünde Türk Medeni Kanununun 1019 maddesi gereğince bildirimde bulunmuştur.Eldeki dava bu bildirim üzerine açılmıştır. Tapu Sicil Müdürlüğünün davadaki konumu yasal hasım niteliğindedir. Yargılama aşamasında beyanlar sütunundaki kayıt terkin edildiği için dava konusuz kalmıştır. Davanın konusuz kalması halinde de dava açılmasına sebebiyet veren kişinin yargılama giderlerinden sorumlu tutulması gerekir. Ne var ki, … yasal hasım olduğu için yargılama giderlerinden sorumlu olmayacaktır. Mahkeme bu yönü gözetmeden yargılama giderlerinin Tapu Sicil Müdürlüğünden tahsiline karar verilmiştir. Bu yön doğru değil ise de, yapılan yanlışlığın giderilmesi HUMK.nun 438/VII. maddesi gereğince yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün aşağıda yazılı şekilde düzeltilerek onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile, mahkeme kararının hüküm fıkrasından 4 ve 5. bentlerin çıkartılmasına ve kararın bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA 21.09.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.