YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2007/9072
KARAR NO : 2007/10529
KARAR TARİHİ : 21.09.2007
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 13.3.2005 gününde verilen dilekçe ile tapu kaydında yüzölçümü miktarının düzeltilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 13.3.2007 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı … Sicil Müdürlüğü vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, tapuda yüzölçümü düzeltilmesi istemiyle açılmıştır.
Mahkemece dava kabul edilmiş, hükmü davalılardan Tapu Sicil Müdürlüğü temyiz etmiştir.
5520 sayılı yasayla değişik Tapu Kanununun 31.maddesi uyarınca tapu kaydında yüzölçümü miktarının düzeltilebilmesi bir taşınmaz malın gerçek yüzölçümünün Tapu sicilindekinden daha az veya fazla olması, gerçeğin tapu sicilinde yazılı yüzölçümü ile örtüşmemesi dava konusu taşınmazın sınırdaki taşınmazlarla da bir çekişmesinin bulunmaması halinde olanaklıdır.
Somut olayda ise, dava konusu 897 parsel sayılı taşınmaz çapa bağlıdır. Böylesine çapa bağlanmış taşınmaz malların yüzölçümü çap kaydının uygulanması ile belirlenir. Ancak, taşınmazın kadastro tespiti veya sonradan yapılan kadastro işlemleri sırasında ölçü, tersimat ve hesaplamalardan doğan fenni hatalar ve bundan kaynaklanan yüzölçümü hatası varsa bunun düzeltmesi 3402 sayılı Kadastro Kanununun 41.maddesine göre düzeltilebilir. Gerçekten, anılan hükme göre “Kadastro sırasında veya sonrasında yapılan işlemlerle geometrik durumları kesinleşmiş olan taşınmazlarda ölçü, sınırlandırma, tersimat ve hesaplamalardan doğan hatalar, ilgilinin müracaatı veya Kadastro Müdürlüğünce re’sen düzeltilir. Düzeltme, taşınmaz malikleri ile diğer hak sahiplerine tebliğ olunur. Tebliğ tarihinden başlayan otuz gün içinde düzeltmenin kaldırılması yolunda sulh hukuk mahkemesinde dava açılmadığı takdirde, yapılan düzeltme kesinleşir.
Kadastro sırasında veya sonrasında yapılan işlemlerle kesinleşmiş olan taşınmazlarda, değişiklik işlemleri sırasında ortaya çıkan yüzölçümü farklılıklarından, kadastronun dayandığı teknik kurallarda belirtilen hata sınırları içinde kalanların re’sen düzeltilmesine kadastro müdürlükleri yetkilidir.”
Görülüyor ki, gerçek kişiler anılan hüküm gereğince düzeltme işlemi için öncelikle Kadastro Müdürlüğüne başvuracak, istem müdürlükçe kabul edilirse bu işlemin iptali için dava yoluna ancak aleyhine düzeltme yapılan ilgililer gidebilecektir.
Olayda, davacı taşınmazının ifrazen oluştuğu, ifraz sırasında, ifraza konu ana taşınmazın kadastroca çapa bağlanırken yapılan fenni hata nedeniyle yüzölçümü miktarının hatalı olduğu, düzeltme isteğinin bundan kaynaklandığı ileri sürdüğüne göre kaydın yüzölçümünün Tapu Kanununun 31. maddesi doğrultusunda düzeltme olanağı yoktur. Düzeltme anılan 41. maddede gösterilen prosedüre göre yapılmalıdır. Açıkçası, davacı bir başka idari bir makamın yapması gereken iş ve işlem için doğrudan yargı merciine başvurmuştur. Mahkemece açıklanan bu olgu ve HUMK. nun 7. maddesi hükmü gözetilerek idari makamın görevine giren bir iş kendisine arz olunduğundan davanın yargı yeri nedeniyle reddi yerine istem hüküm altına alındığından karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın BOZULMASINA, 21.9.2007 tarihinde oybirliği ile karar verildi.