YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2007/8842
KARAR NO : 2007/10299
KARAR TARİHİ : 17.09.2007
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 29.11.2005 gününde verilen dilekçe ile mera şerhinin terkini istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabul, kısmen reddine dair verilen 19.4.2007 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ile davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, 1350, 1351, 1354, 2261, 4594, 4615 ve 4616 parsel sayılı taşınmazlar kaydına mera komisyon kararı ile işlenmesi kararlaştırılan “mera” şerhinin terkini istemiyle açılmıştır.
Mahkemece 1350, 1351, 1354, 4594 ve 4616 parsellere ilişkin “mera şerhine” dair mera komisyon kararının iptali hüküm altına alınmış, 2261 ve 4615 parsellere ilişkin dava reddedilmiş, hükmü davacı Hazine ile davalılardan köy tüzel kişiliği temyiz etmiştir.
4342 sayılı Mera Kanununun yasanın amacını belirleyen 1.maddesi hükmüne göre bu kanunun amacı; daha önce çeşitli kanunlarla tahsis edilmiş veya kadimden beri kullanılmakta olan mera, yaylak, kışlak ve kamuya ait otlak ve çayırların tespiti, tahdidi ile köy ve belediye tüzel kişilerine tahsislerinin yapılması belirlenecek kurallara uygun biçimde kullandırılması, bakım ve ıslahları yapılarak kullanımın denetlenmesi ve gerek duyulursa kullanım amacının değiştirilmesini sağlamaktır. Kuşkusuz bütün bu sayılan iş ve işlemleri yasanın 6.maddesi hükmünce kurulan komisyon ve teknik ekipler yapacaktır. Değişik bir anlatımla, bir yerin mera kaynağı kapsamına alınmasına, tahsisine veya tahsis amacının değiştirilmesine yetkili organ 4342 sayılı kanunla kurulmuş mera komisyonlarıdır. 4342 sayılı kanunun 5.maddesi hükmünce de mera, yaylak ve kışlak olarak kullanılmak üzere, mera kapsamına kadimden beri mera olarak kullanılan yerler, aynı amaçla kullanılmak üzere köy veya belediye tüzel kişilerine tahsis ve terk edilen taşınmazlar, devletin hüküm ve tasarrufunda veya hazinenin mülkiyetinde bulunan arazilerden etüd sonucu mera olarak yararlanabileceği anlaşılanlar, mera olarak kullanılmak amacıyla kamulaştırılması yapılan yerler ve tapu kayıtlarında mera niteliği ile görülen ve halen işgal edilmiş yerler alınabilir.
Bu genel açıklamalardan sonra somut olaya gelince; dava konusu yapılan taşınmazlardan 4616 parsel sayılı olanı dava dışı … adına diğerleri ise tarla niteliği ile davacı Hazine adına tapuda kayıtlıdır. Mera komisyonu çalışmalarında bu taşınmazlar kaynak kapsamına alınmış, komisyonca kayıtlarına mera şerhi işlenmesi kararlaştırılmıştır. Etüd çalışmaları sonucu mera kaynakları arasına alınan ancak henüz işlemleri kesinleşmemiş taşınmazın tapu kaydına mera şerhi işlenmesi bir bakıma komisyonca alınmış ihtiyati tedbir kararıdır.
Ne var ki; tapuda Hazine adına özel mülk olarak kayıtlı bir taşınmazın mera kaynağı kapsamına alınabilmesi için yasanın 9. maddesi gereğince tespit ve tahdit çalışmalarından önce Maliye Bakanlığından izin alınması gerekir. Dava konusu olayda, Maliye Bakanlığından izin alma yoluna gidilmeden dava konusu taşınmazlar kaynak kapsamına alındığından mera komisyonunun tespit ve tahdide dair işlemleri yasaya aykırıdır. Belirtilen nedenle Hazinenin özel mülkü olarak tapuda kayıtlı taşınmazlardaki mera şerhinin kaldırılması sonuç olarak doğru ve davalı köy tüzel kişiliğinin bütün temyiz itirazları yersizdir.
1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davalı köy tüzel kişiliğinin bütün temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Hazinenin 2261, 4594, 4615 ve 4616 parsellerle ilgili temyiz itirazlarına gelince;
Yukarıdaki bentte yapılan açıklamaya göre, mera komisyonunca Hazinenin özel mülkü olan 2261 ve 4615 parseller dahi 4342 sayılı Kanunun 9.madde hükmü uygulanıp Maliye Bakanlığından izin alınmadan mera kaynakları kapsamına dahil edildiğinden yapılan tespit ve tahdit çalışmaları ile bunların sonucu olarak kayıtlarına konulması kararlaştırılan mera şerhinin yasal dayanağı bulunmamaktadır. Bu nedenle 2261 ve 4615 parsellerle ilgili davanın kabulü gerekirken reddedilmiş olması bozmayı gerektirir.
Diğer taraftan, 4616 parsel maliki … tarafından herhangi bir nedene dayalı olarak açılmış dava yokken kayıt maliki olmayan vehukuki yararı bulunmayan Hazinenin açtığı dava üzerine inceleme ve araştırma yapılarak 4616 parselle ilgili hüküm kurulmuş olması dava edildiği halde 4594 parsel hakkında olumlu yada olumsuz karar kurulmaması da kabul şekli bakımından yanlıştır.
Karar açıklanan nedenlerle bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda 1.bentte açıklanan nedenlerle davalı köy tüzel kişiliğinin temyiz itirazlarının reddi ile 2. bent gereğince hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 17.9.2007 tarihinde oybirliği ile karar verildi.